CÜNEYD-İ BAĞDADÎ

Cüneyd-i Bağdadî (k.s.): Kırk yıl yatsı abdestiyle sabah namazını kıldı. Namazda gece o kadar ayakta durur idi ki ayakları şişerdi. Bu kadar ibâdet ve riyâzât ile meşgul iken bir gün hatırından geçti ki «İşim tamam olup maksûdum hasıl oldu mu ola?» Hafîfden avaz işitildi ki: «Yâ Cüneyd! Vakit oldu ki zünnân kuşanasın!»
Cüneyd, bunu işitince feryadı göğe çıktı. «Yâ Rabb! Cüneyd’den ne günah sâdır ol­du?» dedi. İşitildi ki: «Bundan beter ne günâh ola; tamamlık istersin!» Cüneyd «aah!» eyle­di, başını secdeye koydu, üç gün üç gece ba­şını secdeden kaldırmadı. Ağladı, ahu enin eyledi. Ölünceye kadar ubudiyetine devam eyle­di.
Cüneyd-i Bağdadî (k.s.) der idi ki:«Bin sene diri olsam amelimden bir zerre eksik etmeyeydim.» ve yine der idi ki:
«Her kim Hak rızâsını bulmak isterse Cenâb-ı Hâlik-ı Azîm kelâmını yani Kur’an-ı Azîmüşşân’ı sağ elinde tuta ve Resul-i Ekrem (s.a.v.)’in hadis-i şerifini sol elinde tuta. Bu iki çarağ şülesiyle yola vara, ta ki bid’at ve şüphe âfetine düşmeye.»

ESMÂ’ÜL-HÜSNÂ’DAN

El-Bais: (Ölüleri diriltip kabirlerinden çı­karan)