EBÛ CEHİL’İN KATLİ

ABDULLAH İBN-İ MES’ÛD (r.a.) de:
– «Nusret ve galebe EHL-İ İSLÂM’a yüz gösterdi» dedi.
Ebû Cehîl;artık her cihetten me’yûs ve nevmîd olunca:
– «MUHAMMED (s.a.v.)’e söyle, şimdi­ye kadar O’nun düşmanı idim, şimdi düşmanlığım bir kat daha arttı» dedi.
Derhâl ABDULLAH İBN-İ MES’ÛD (r.a.) başını kesti. Son nefesinde de îmâna gelmeyip küfründe ısrar ile canını Cehennem’e ısmarla­yıp gitti.
ABDULLAH İBN-İ MES’ÛD (r.a.)’un cüsse­si hafîf ve küçük ve Ebû Cehîl’in başı da büyük olduğu halde onu yüklenip götürmesi te­maşaya şayan, bir keyfiyyet olduğu halde:
– «İşte ALLAH’ın düşmanı Ebû Cehîl’in başı» diyerek Huzur-u RESÛLULLAH (s.a.v.) EFENDİMİ Hazretlerine getirdi.
RESÛL-İ EKREM (s.a.v.) EFENDİMİZ Haz­retleri CENÂB-I ALLAH’ın nusretine teşekkür etti: – «Bu ümmet’in fir’avn’ı işte budur!» di ye buyurdu. Cebrail (a.s.) gülerek geldi:
– «Yâ Resûlullah! Sure-i Rahman okudu­ğunda İbn-i Mes’ud’un yaralanan kulağını kulakla kısas ve bir de başı kesilmesi ticaret oldu.» buyurdu.