EBÛ CEHİL’İN KATLİ

RESÛLULLAH (s.a.v.) EFENDİMİZ Hazret­leri de, kılıçlarına ne kadar kan bulaştığını ve ne derece derinlikte battığını tetkik edip göz­den geçirdi. Tatyîb için:
-«İkiniz öldürmüşsünüz» buyurdu.
Fakat Ebû Cehîl’in ele geçen eşyasını MUÂZ BİN AMR İBN-İ CEMÛH (r.a.)’a verdi. Çünkü maktulün metrûkâtına istihkak icâb eden şer’î katil, Ebû Cehîl’i çok yaralayan ve karnını deşen İBN-İ CEMÛH idi (ridvanullahü telâlâ aleyhim ecmaîn).
Bu esnada RESÛL-İ EKREM (s.a.v.):
-«Acaba Ebû Cehîl ne yapıyor? Kim gi­dip de ondan haber getirir?» buyurdukta:
ABDULLAH İBN-İ MES’ÛD (r.a.) Hazret­leri seğirtti, Ebû Cehîl’in yanına gitti, gördü ki can çekişiyor. Hemen başını kesmek üzere sa­kalından tuttu. Ve ayağıyla boynuna bastı. Ebû Cehil gözlerini açtıkta: «Yâ Ebû Cehîl sen misin?» dedi. Ebû Cehîl ise son nefese gelmiş olduğu halde pervasız İBN-İ MES’UD (r.a.)’a:
-«Ey koyun çobanı! Pek sarp bir yere çıkmışsın. Bir büyük kişiyi kavm ü kabilesi öldürmek hemen şimdi olmuş bir iş değil â! Bu olağan iştir. Fakat galebe hangi taraftadır?» diye sordu
(Devamı yarın)