EFENDİMİZ (S.A.V.)’İN CÖMERTLİĞİ

Bir gün bir adam Resûl-i Ekrem (s.a.v.) mer’ada otlayan keçilerini sayarken gelmiş ve birkaç keçi istemişti. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) de ona bütün sürüyü vermişti. Adam sürüyü kabilesine götürdüğünde: – «Hepiniz müslüman olunuz. Muhammed (s.a.v.) o kadar cömerd ki, fakirlikten hiç korkmuyor.» demişti. (Buhârî).

Kendilerine bir şey gelse derhâl onu, baş­kalarına hediye ederler, yanlarında bir şey bir gece kalacak olsa ondan üzüntü duyarlardı.

Ümm-ü Seleme (r.a.) validemiz anlatıyor:

-«Resûlullah (s.a.v.)’ın yüzünde bir de­ğişiklik hissettim. Sebebini sorunca:

-«Dün aldığım yedi dinarı veremedim yanımda kaldı, dedi.» (Müsned-i İbn-i Hanbel)

Peygamberimiz (s.a.v.): «Bütün Uhûd da­ğı altın olsa ve bana verilse -borcumu ödemek için ayırdığım müstesna- onun bir dina­rını üç gün yanımda bırakmak istemezdim.» buyurdu. Bir defasında Fedek Reisi hediye olarak dört deve yükü hububat göndermişti. Hz. Bilâl (r.a.) bunları çarşıda satmış Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in bir yahûdiye olan borcunu ödemişti. Resûlullah (s.a.v.) bir şey kalıp kal­madığını sormuş Hz. Bilâl (r.a.) de kaldığını söyleyince:

– «Onları da sadaka olarak dağıt yoksa evime gidemem.» buyurmuşlardır.