RESİM VE HEYKEL

Hadîs-i sahîhde Hazreti Âîşe (r.a.) der ki:

– Ben bir yastık satın almıştım. Üzerin­de hayvan ve kuş resimleri vardı. Resulullah
(s.a.v.) odamın kapısından içeri bakınca bun­ları gördü, odama girmekten tevakkuf buyur­dular. Mübarek vech-i saadetinden anladım ki mutlaka bir şeyi kerih gördü. Kabahat ettiği­mi anladım. Yâ Resûllallah! ne günah işledimse tevbe eyledim. Acaba ne kusur eyledim, dedim. Sonra Resulullah (s.a.v.): «Bu yastıklar nedir?» buyurdu. Ben de «Yâ Rasûllallah! Mahza Efendimizin üzerine oturup dayanması için satın aldım» dedim. Sonra Resûlullah (s.a.v.):

«Muhakkak bu resimlerin, suretlerin asha­bı maazzeb olacaklardır. Hem de onlara tas­vir ettiğiniz hayvana can verin denir. Bir de suretler ve resimler olan haneye rahmet melâikesi girmezler,» buyurdu. (Buhari)

«Eğer alçı veya bakırdan veyahut herhan­gi bir madenden müstakil olarak heykel yapıl­mış ise bunun caiz olmayacağı daha sarihtir. Mahlukata hayat vermek ve yaratmak ve şek­len suret vermek. Hâkk Teâlâ Hazretlerinin .(Hâkk, Muhyî, Musavvir) ism-i cehline ve sıfât-ı uluhiyyete tealluk ettiğinden dinimizin ahkamı bu fiil ve hareketi nehiy buyurmuştur.»

Ramazanoğlu M. Sami (k s.) Musahabe-4)