EHLULLAHA MUHABBET Muvâlât-ı evliya (velilere muhabbet) ve muâdât-ı a’dâ (adâvet) efdal-i tâattır ki, ha­berde gelmiştir: Cenâb-ı Bârî Teâlâ Musa Aleyhisselâm’a hîtâb buyurup: – Hiç benim için amelin var mıdır? bu­yurdukta Mûsâ Kelîm dahî: – Yâ Rab! Salat-u siyâm, tasadduk ve zikrim senin içindir, dedi. Hak Celle ve Alâ Hazretleri buyurdu ki: – Salât sana bürhân ve savm (oruç) cünneb (kalkan) ve sadaka sâye (gölge) ve zikir nûrdur. Bana mahsûs amelin nedir? Mûsâ (a.s.) dahî: – Yâ Rab! Sana mahsûs olan amel’e be­ni delâlet eyle, dedi. Cenâb-ı Rabbu’l-Âlemîn: – Benim için bir veli’ye muhabbet ve bir düşman’a adâvet eyledin mi? buyurdu. ESMÂ’ÜL-HÜSNÂ’DAN El-Alîm: (Her şeyi çok iyi bilen.) El-Kaabid: (Sıkan, daraltan.) El-Bâsit: (Açan, genişleten.) El-Hâfid: (Yukarıdan aşağıya indiren.) El-Râfi: (Yukarı kaldıran, yükselten.)