«HARB HİLEDİR»
Uhud muharebesi bozgunluğundan sonra müşrikler Medine-i Münevvere’ye karşı büyük hücum hazırlıkları içinde idiler. Ma’bed (r.a.) Resûlullah (s.a.v.)’in izniyle dönüp Kureyş ordusu içine girmişti. Kureyş’in ileri gelenleri:
«- Muhammedîler’den ne haber?» diye sordukları zaman Ma’bed (r.a.):
«- Arkamdan geliyorlardı. Öyle muazzam orduları vardı ki, şimdiye kadar böylesini hiç görmedim.» dedi. Kureyşin reisleri:
«- Ne diyorsun Ma’bed? Müslümanların kımıldamağa takatları kaldı mı ya!» dediler. Ma’bed (r.a.) cevab verdi:
«-Evs ve Hazreç’in dünkü muharebeye çıkmayanları da bugün katılmışlar, intikam almak için diş bileyip geliyorlar. Siz burada savsaklanırken yarın sabah atlarının alınlarını göreceksiniz» Ümeyyenin oğlu Safvan:
«-İşte dediğim çıktı! Korktuğumuz başımıza geldi. Haydi yolunuza!» dedi.
Müşrikler büyük bir telaş içinde kaçmağa başladılar. Soluğu doğruca Mekke’de aldılar. Ma’bed (r.a.)’ın bu hilesi ile müslümanlar büyük bir beladan kurtulmuşlardır.
ESMÂ’ÜL-HÜSNÂ’DAN
El-Müteâlî: (Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan pek yüce.)