Doğruluğun zıddı olan ikiyüzlülük, yalancılık, sahtekârlık gibi kötü huylar bireyler arasında sağlıklı ilişkiler kurma imkanını ortadan kaldırır. Hz Peygamber (s.a.v.) de daima, insanlara bu huylardan şiddetle kaçınmalarını söylemiştir. Yalan söylemeden, hile ve sahtekarlık yapmadan mutlu bir hayat sürülebileceğinin somut örneğini kendi hayatında göstermiştir. Bunun yanında insanlara da bu doğrultuda emir ve tavsiyelerde bulunmuştur. Doğrulukla çelişen davranışların her çeşidini kötü görmüştür. Bir çocuğu “Gel sana şunu vereceğim” diyerek çağırıp sonra bir şey vermemeyi bile aldatma ve yalan saymış; bu tür davranışlardan kaçınılmasını istemiştir.
Birgün Hz Peygamber (s.a.v.) Abdullah b. Amr (r.a.)’in evinde misafir iken, annesi birşey vereceğini söyleyerek onu yanına çağırır. Hz. Peygamber (s.a.v.) çocuğa ne vermek istediğini sorar. Annesi hurma vereceğini söyler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) “Eğer aldatıp birşey vermeseydin sana bir yalan yazılmış olurdu!” buyurur. Doğruluğun iyiliğe, iyiliğin cennete götüreceğini, yalanın kötülüğe kötülüğün ise cehenneme sürükleyeceğini veciz bir şekilde vurgulamış, yalandan şiddetle kaçınılmasını istemiştir. Sorulan bir soru üzerine Müslümanın korkak olabileceğini, cimri olabileceğini, ama asla yalancı olamayacağını ifade etmiştir.
(İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Evrensel Mesajı, 266.s.)