Resûlullâh (s.a.v)’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: “Vallâhi îmân etmiş olmaz, vallahi îmân etmiş olmaz!” Meclisde hazır bulunanlar tarafından: “Yâ Resûlullâh (s.a.v.)! Bu îmân etmiş olmayan kimdir” diye soruldu. Resûl-i Ekrem (s.a.v.): “Kim olacak, komşusu zûlmünden emin olmayan kişi” buyurdu.
Başka bir rivâyette: “Komşusu, şerrinden emin olmayan kişi cennete giremez” buyurulmuştur. Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’e, “Allâh (c.c.) katında günâhların en büyükleri hangileridir?” diye soran kimseye Peygamberimiz (s.a.v.) şu üç husûsu zikreder: “1. Seni yaratan Allâh (c.c.)’a eş tanıman. 2. Yemeğine ortak olur korkusuyle çocuğunu öldürmen. 3. Komşunun helâliyle zinâ yapman.” Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulur: “Kim Allâh (c.c.)’a ve âhiret gününe îmân ediyorsa komşusunu incitmesin.”
Üç çeşit komşu vardır: 1. Kişinin müslüman olan akraba komşusu. Bunun üç hakkı vardır: Komşuluk, akrabalık ve müslümanlık. 2. Müslüman komşu: Bunun da iki hakkı vardır: Müslümanlık ve komşuluk hakları 3. Kâfir komşu. Bunun da bir hakkı vardır. O da komşuluk hakkıdır.
Şöyle rivâyet olunmuştur: “Kıyâmet Gününde fakir komşu, zengin komşusunun eteğinden yakalar ve: “Yâ Râb, buna sor bakalım, hayrını neden benden esirgedi? Kapısını neden yüzüme kapadı.”
Komşunun komşusunun ezâsına katlanması, ona yapılan iyilikler cümlesindendir. Bir adam Resûlullâh (s.a.v.)’e gelir ve: “Yâ Resûlullâh (s.a.v.)! Bana öyle bir âmel göster ki, onu yaptığımda cennete gireyim.” Peygamberimiz (s.a.v.) “İhsân edici ol!” buyurur. Adam: “Yâ Resûlullâh (s.a.v.)! İhsân vasfına sahip olduğumu ben nasıl bilebilirim?” “Komşularına sor. Onlar senin iyilik yapan biri olduğunu söylerlerse, şüphesiz sen ihsân vasfına hâizsindir. Şayet komşuların senin kötü olduğunu söylerlerse o takdirde sen kötü bir adamsın demektir” buyurdu.(İmâm Şemsüddin ez-Zehebî,İslâm Şeriatinde Büyük Günâhlar, s.185)