Gözün ve Kulağın Vazifesi
Gözün ve Kulağın Vazifesi. Gözün ve kulağın vazifesi; harâma bakmaktan korunmak, örtülü ve perdeli şeyleri araştırmayı terk etmektir.
Gözün vazifesi; harâma bakmaktan korunmak, örtülü ve perdeli şeyleri araştırmayı terk etmektir. Huzeyfe (r.a.), Resûlullâh (s.a.v.)’in şöyle söylediğini haber verir:
“Harâma nazar, İblîs’in oklarından bir oktur. Kim onu Allâh (c.c.) korkusundan dolayı terk ederse, Allâh (c.c.) ona, halâvetini kalbinde bulacağı bir îmân verir.”
Ebû’d-Derdâ (r.a.) ise şöyle der: “Kim gözünü harâma bakmaktan korursa, çok sevip isteyeceği hûrilerle evlendirilir. Ve kim insanların evlerini, bacalarından ve pencere gibi yerlerinden gözetlerse, Allâh (c.c.) onu kıyâmet gününde âmâ olarak haşreder.”
Dâvud et-Tâî, baktığında uzun süre bakan bir adama şöyle demiştir: “Ey kişi! Gözünü kendine çevir. Çünkü bana ulaşan bir bilgiye göre, insan fuzûlî amelinden sorulduğu gibi fuzûlî bakışından da sorulup hesâba çekilecektir.” Denilir ki, “Birinci bakış senindir; fakat diğeri senin değildir.” Yâni farkında olmadan göze çarpma şeklindeki ilk bakış kuldan affedilir; ancak nesneyi algılamaya (fark etmeye) yol açan bir akledişle yapılan bakıştan kul muâheze edilir.
Kulağın vazîfesine gelince; kulak, konuşmaya ve bakışa tâbi olduğundan, bakılması yâhut konuşulması helâl olmayan her şeyi dinlemek ve bundan tad almak (hoşlanmak) da harâmdır. Senden gizlenen bir şeyi araştırman ise tecessüsdür (ki harâmdır). Lehv, şarkı ve Müslümanlara eziyet veren şeyleri dinlemek, lâşe ve kan (yemek) gibi harâmdır.
Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle demiştir: “Gıybetten ve onu dinlemekten de, nemime ve onu dinlemekten de nehyedildik.”
Kasım b. Muhammed (r.âleyh)’e şarkı dinlemenin hükmünü sordular; şöyle dedi: “Allâh (c.c.) kıyâmet günü hâkk ile bâtılın arasını ayırdığı zaman şarkı nerede olur?” Denildi ki: “Bâtıl tarafında.” O da, “Fetvâyı nefsinizden isteyin” dedi.
(Haris el-Muhasibî, Ahlâk ve Arınma)