Kadim tıp uygulamalarımızdan olan hacamata rağbet son yıllarda dünyada gözle görülür bir şekilde artmıştır. Bunun sebebi ise hacamat ile tedavinin ÇOK BASİT, GÜVENİLİR ve İLAÇSIZ bir tedavi şekli olmasıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir hacamatçıya (haccam) hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp o kişiye ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur : “Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır.)” (Buhârî)

Hacamattan Osmanlı dönemi kaynaklarında şu şekilde bahsedilmektedir: “…ve dahî hacamat, hafızın hıfzını ve aklını ziyade edip bozulan kanı giderir. Göze cilâ verir. Beli kuvvetlendirir. Baştan hacamat olmak yedi hastalığa fayda verir: Delilik, Cüzzam, Beras, Nüas, Şüda, Veceufferris, Veceulayn.”

Arabî ayların 15-17-19-21-23’den itibaren ay sonuna kadar olan günleri hacamatın faydasını artırmak için özellikle tavsiye etmişlerdir. Bununla birlikte yılın her günü yapılabilir. Sabah ve dinlenmiş vaziyette hacamat yaptırılması da tavsiye edilmiştir. Osman bin Musa Eskişehîrî, Şifâü’l Eb-dân kitabında günlere göre hacamatın faydalarını şöyle sıralar: Ayın 16.sında hacamat kuluncu def eder. 17.ci günde uyuz hastalığını def eder. 18.ci günde ciğer ve baş ağrısını def eder. 19.ci günde ağız kokusunu giderir. 20.ci günde sarı suyu izale eder. 21.ci günde endamları kuvvetlendirir. 22.ci günde aklı artırır. 23.ci günde feci ölümden emin eder. 24.ci günde gönülden vesveseyi giderir. 25.ci günde vücuda kuvvet verir. 26.ci günde zaruret yoksa hacamat yapılmamalıdır. 27.ci günde vücuttaki sarı suyu giderir. 28.ci günde vücuda kuvvet verir. 29.ci günde anlayışlı, uyanık ve zeki olmaya vesile olur.

Hacamatın faydaları, bu saydıklarımızdan çok daha fazladır. Sıcak memleketlerde ciltten kan aldırmak, damardan aldırmaktan daha faydalı ve daha emniyetlidir. Birçok ilaç yerine de geçer.

(Ömer Muhammed Öztürk, Misvâk ve Hacamat)

https://youtu.be/kyIrkE5LPXA

Bir Yorum Bırak