Tırnaklar üzerine yapılan boyalar, ince veya kalın mutlaka bir tabaka oluşturmaktadır ve bu boya kolaylıkla temizlenmemektedir. Ya kesici bir aletle kazınmakta ya da bazı asit içeren sıvılarla eritilerek çıkartılmaktadır. Abdest ve gusül temizlikleri yapılırken, suyun doğrudan tene ulaşmasının (suyun zarar verdiği yara vb. haller dışında) mutlaka gerekli olduğu konusunda fakihler görüş birliği içerisindedirler. Bu yüzden, suyun tene ulaşması için abdest alırken parmak aralarının ovalanması ve parmaktaki yüzüğün hareket ettirilmesi söylenmiştir. Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Abdesti suyu azalara ulaştırarak tam al; parmak aralarını ovala ve oruçlu olman dışında burnunun içine çokça su çekerek yıka.” (Ebû Davud) Bu sebeple fakihler, abdestin sahih olabilmesi için deri üzerinde, suyun tene ulaşmasına engel olabilecek mum, yağ, hamur, ten üzerinde birikip kurumuş kirler gibi maddelerin bulunmaması gerektiği konusunda ittifâk etmişlerdir. Hiç şüphesiz ki tırnak boyaları; tırnak üzerinde, mumya, yağ, hamur gibi ince veya kalın, mutlaka bir tabaka oluşturmakta ve suyun altına ulaşmasına engel olmaktadır. Dolayısıyla tırnaklar boyalıyken alınan abdest ve guslün sahih olmadığı konusunda dört mezhep âlimleri hem fikirlerdir. Derinin ve saçın üzerine sürülen zeytinyağı, yağ ve krem gibi deri tarafından emilen, donup tabaka oluşturmayan ince sıvılar, abdest ve gusle mani değillerdir. Ancak suyun ulaştığına emin olunması için azaların ovalanarak yıkanmasına dikkat edilmelidir. (Muharrem Önder, Temizlik İlmihâli, s.230-231)