Zekata Tabi Olan Mallar ve Özellikleri Nelerdir?

Ramazan ayının en çok merak edilen konularından biri olan zekat ve zekata tabi olan malları bugün uzunca bir yazıyla siz değerli ziyaretçilerimize sunuyoruz. Zekatı verilecek malları aşağıda detaylıca inceleyebilirsiniz. Burada verilen bilgiler sağlam kaynaklardan derlenmiştir.

Zekatı Verilecek Mallar

Diğer bir tabirle zekata tabi olan malları inceleyerek başlıyoruz. Gerek umumi tariflerle ve gerekse özel olarak hadîs-i şeriflerde ve diğer kaynaklarda belirtildiğine göre, zekâta tabi olan malları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

Altın, Gümüş, Deve, Sığır, Koyun-keçi, Atlar ve diğer hayvanlar,

zekata tabi olan mallar
zekatı verilecek mallar

Toprak mahsulleri:

  • Buğday,
  • Arpa,
  • Mısır,
  • Diğer tahıl ürünleri,

Meyveler:

  • Hurma,
  • Üzüm,
  • Diğer meyveler.

Baklagiller, Sebzeler, Ziynet eşyası, Madenler, Defineler, Petrol ve petrol ürünleri, Ticaret malları.

Altın ve gümüş nasıl olursa olsun, hangi yoldan elde edilirse edilsin ticari ve nâmî sayılırlar. Bu ikisinin dışında kalan malların ticaret malı sayılabilmeleri için ticarî olmaları gerekir. Ticari olabilmeleri için de muteber olacak ticaret niyeti taşımaları gerekmektedir.

Ticaret malında bulunması gereken bu özellikler ticaretin tarifinden de anlaşılmaktadır. Zira ticaret; “mal kazanmak için malı mal ile değiştirmek” şeklinde tarif edilmiştir. Ticaret malının tarifi ise, “alış veriş yoluyla mal kazanmak için hazırlanmış maldır” şeklinde yapılmıştır.

Ticari Niyet: Hanefî ve Şafiî mezhepleri, bir malın ticaret malı sayılabilmesi için ticari niyetin şart olduğuna dair ittifak etmişler. Ancak hangi durumda niyet etmenin gerekli olduğu hususunda ihtilafa düşmüşlerdir.

Hanefî mezhebine göre ticari niyetin geçerli olabilmesi için, niyetin ticaret ameli ile birlikte olması gerekmektedir. Bir malın ticaret malı sayılabilmesi için mücerret ticari niyet yeterli değildir. Niyetle beraber fiil de gerçekleşmelidir. Bu yüzden ticari niyet gerçekleşmeden mal alımı gerçekleşecek olursa, elde edilen mal, ticaret malı olmayacağı için zekâta tabi olmaz.

Şu halde bir malın ticarî sayılıp zekâta tabi olması için hem niyet hem de fiilen ticaret beraber gerçekleştirilmelidir. Ayrıca Hanefî uleması ticari niyeti, ticaretin başlangıcında gerçekleştirilmesini şart koşmuşlardır. Dolayısıyla ticari mal olabilmesi için, ilk alım-satımın ticaret niyetiyle yapılması yeterli görülmüştür. Sonraki alım-satımlar ticari niyetle gerçekleşmese dahi alman mal ticaret malı sayılır. (Alâuddin Ebû Bekr el-Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâi’ fî Tertibi’ş-Şerâi’)

zekatı verilecek mallar
zekatı verilecek mallar

Şafiîler ticaretin başlangıcında niyet etmeyi yeterli görmemişlerdir. Ticaret amacıyla gerçekleşen her ahm-satımda ticari niyetin tekrarlanmasının gerektiği görüşündedirler.

Ticari niyet ya alman malın karşılığı verilirken veya alınacak mal tespit edilirken gerçekleşmelidir. Dolayısıyla Şafiîlere göre ticaret amaçlı her ahm-satımda ticari niyetin tekrarlanması gerekmektedir. Niyetin tekrarlanmaması durumunda ilave alman mal ticaret malı sayılmaz. Ticaret malı sayılmadığı içinde ticaret malının zekâtına da tâbi olmaz. (Er-Remlî, Nihayetu’l-Muhtaç, 3/102)

Ticaret niyeti iki şekilde olabilir.

1. Sarih/açık niyet: ticaret akdini yaparken saraheten ticarete niyet etmektir.

Mesela; satmak niyetiyle satın alman bir araç gibi. Burada araca karşılık verdiği bedelin para, ticaret eşyası veya kullanılmakta olan bir ihtiyaç malzemesi veya eşyası olması arasında bir fark yoktur. Bu durumda mülküne karşılık ticaret niyetiyle kira bedeli olarak aldığı mal da ticarî olur.

Sözgelimi; evini kiraya veren kişi, kira bedeli olarak alacağı arabayı satmaya niyet ederek alacak olursa bu araba, ticari olacağından zekâta tabi olur. Zira ticaret; mala karşı başka bir malı ivaz olarak almaktır. Şu halde kiraya vermek te bir tür ameldir. Niyetle birlikte muteberdir. (Alâuddin Ebû Bekr el-Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâi’ fî Tertibi’ş- Şerâi)

İş, ihtiyaç veya başka bir gaye ile ticari niyet olmadan alman mallar, ticari olmayacakları için ticari malların zekâtına tabi olmazlar. Bu malı almak için verilen bedelin; para, ticari mal, altın veya gümüş olması arasında fark yoktur.

Ticarete niyet edilse dahi akit yapılmadan sahip olunan mal, ticaret için olmaz. Mesela; miras olarak kendisine kalan mal ile ticaret yapmaya niyet edecek olsa dahi o mal ticari mal olmaz. Dolayısıyla ticari mal zekâtına tabi olmaz. Zira miras olunan mal, vârisin müdahalesi söz konusu olmaksızın mülküne girmiştir.

Hibe, vasiyet veya sadaka gibi, karşılıklı mal değiştirme manasında olmayan yani mübadele olmayan tek taraflı bir akit ile ticaret yapmaya niyet ederek sahip olunan mal, ticaret için olur ve zekâtı, ticaret mallarının zekâtına tabi olur.

Yine mehir, hulu, bedeli veya kasten öldürmeden doğan kısas hakkı üzerine sulh edilen bedel emsali mal olmayan bir şeye karşılık mal vererek yapılan bir akitle, ticaret yapmaya niyet ederek sahip olunan mal ticaret için olur ve zekâtı, ticaret mallarının zekâtına tabi olur.

İmam Kerhî (Allah ona rahmet etsin) şöyle der: Bu anlatılanlar İmam Ebu Yusuf (Allah ona rahmet etsin) d göredir. İmam Muhammed (Allah ona rahmet etsin) 6 göre ise anlatılan bu durumlarda elde edilen mallar ticaret için olmayacaklarından zekâta tabi olmazlar. El-Kâdı es-Şehid ise ihtilafı tam aksine rivayet etmiştir.

2. Delaleten/kapalı niyet: Fiilen ticareti yapılmakta olan bir eşyanın karşılığında alınan mal veya kiraya vermek için yapılmış veya satın alınmış bir dairenin kira bedeli olarak alınan mallar ticaret için olacaklarından ötürü ticarî mal zekâtına tabi olurlar. Burada her ne kadar saraheten ticarete niyet yok ise de, ticari olan bir şeyin bedeli olduklarından delaleten niyet mevcuttur.

Fakat para altın gümüş her ne kadar yaratılış olarak ticari olsalar da bunlarla alman şeyin ticaretini yapmaya niyet etmedikçe ticari mal olmazlar.

Boyacı, kuru temizlemeci, elektrikçi, sıvacı kaynakçı ve emsali esnafların kullandıkları malzemeler; sabun, kaynak gibi kullanıldığında geriye eseri kalmayan türden iseler onlara zekât yoktur. Fakat boya, sıva, elektrik malzemeleri gibi kullanılan malzeme kullanıldıktan sonra geriye eserini bırakıyorsa zekâta tabidirler.

Büyük küçük işyerlerinde kalıcı olarak kullanılan ve demirbaş tabir edilen eşyaya zekât düşmez. (Alâuddin Ebû Bekr el-Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâi’ fî Tertibi’ş-Şerâi’)