“Biz sana Kur’ân’ı vahyetmek sûretiyle en güzel
beyânı kıssa olarak anlatacağız. Hâlbuki sen daha evvel
bundan elbet habersiz olanlardan idin.” (Yûsuf s. 3)
Yûsuf (a.s.)’ın kıssası, kıssaların en güzelidir. Zîrâ bu
sûrede ibret, hikmet, nükte, hem dînî hem dünyevî işler için
faydalar, yöneticinin durumu, memleketin hâli, kadınların
oyun ve hilelerini haber, düşmanın eziyetine sabır ve aynısını
yapmaya gücü yetiyorken yapmamak gibi birçok faydalar
vardır.Yûsuf (a.s.) İsrailoğulları’nın en güzeli idi. Ayrıca soy
yönüyle de soyu en güzeli idi.
Resûlullâh (s.a.v.): “İbrahim oğlu, İshak oğlu, Yâkub
oğlu, Yûsuf (a.s.)” buyurmuşlardır.
Güzel sûret, rüyâ tâbiri, dünyada reislik, kıtlık zamanında
halkına en güzel muâmele ve belâya sabır konusunda ondan
daha kerim bir zât kim olabilir?
“ … Müslüman olarak canımı al ve beni sâlihler arasına
kat.” (Yûsuf s. 101) Duâların en güzeli olan bu duâ ile, ölümle
Allâhü Te‘âlâ’ya kavuşmayı ilk önce Yûsuf (a.s.) temenni etmiştir.
Yûsuf Sûresi “ahsen’ül kasastır”; yani kıssaların en güzelidir.
Zîrâ bu sûrede ayrılık, kavuşma, gurbet, iltifatta bulunma,
azarlama, aşk, âşık ve ma’şuk, hapis, kurtuluş, esaret,
kölelik, azatlık, tanışma, tanımama, yönelme, kaçış, işâret,
müjde, tâbir, tefsir, zorlaştırma, kolaylaştırma ve başka hiçbir
kıssada olmayan güzel hikâyeler ve çeşitli muâmeleler
mevcuttur. Aynı şekilde nefs-i emmâre’nin (kötülüğü emreden
nefsin) tezkiyesi (temizlenmesi) ve tasfiyesi (saflaştırması) da
vardır. Ayrıca anlatım yönünden en veciz ve mânâ bakımından
da en kapsayıcı kıssadır.
(Hz. Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu (k.s.), Hz. Yûsuf (a.s.), s. 25-26)
“Muhakkak herhangi bir Müslüman Yûsuf suresini okursa
yahut evlatlarına, ehline veya hizmetçilerine öğretirse, Allâhü
Te‘âlâ sekerât-ı mevtini (ruhunu teslim etme anını) kolaylaştırır
ve ona o kadar îman kuvveti verir ki, o kişi hiçbir müslümana
karşı haset etmez.” (Kadı Beydâvi, Beydâvi Tefsiri, c.1 s.499)