Hz. Îsâ (a.s.)’ın inişini bildiren hadîslere göre Hz. Îsâ (a.s.)
bir sabah namazı zamanı Şam’a inecektir. Üzerinde açık sarı
elbise bulunacak ve kendisini bir bulut getirecektir. Bulutun
üzerinde Hz. Îsâ (a.s.) iki melek arasında ve onların omuzlarından
tutunmuş vaziyette bulunacaktır.
Onun indiğini duyunca hemen yahudilerle hıristiyanlar peyderpey
istikbâle koşarak: “Biz senin ümmetindeniz.” diyeceklerse
de Hz. Îsâ (a.s.): “Yalan söylüyorsunuz!” diyerek kendilerini
yalanlayacak ve ashâbının ancak muhacirler olduğunu
söyleyerek onların halîfesini arayacak, onu namaz kıldırırken
görünce geri çekilerek: “Sen namazını kıldır. Allâh senden râzı
olmuştur. Ben emir değil, ancak vezir olarak gönderildim.” diyecek,
namazı her zamanki imam kıldıracaktır. Bir rivâyete göre
Hz. Îsâ bundan sonra imâm olacaktır.
Bir rivâyete göre Hz. Îsâ (a.s.)’ın ineceği sıralarda son derece
kıtlık ve açlık zuhur edecektir.
Hz. Îsâ (a.s.) yeryüzünde bir rivâyete göre yedi sene, diğer
rivâyete göre kırk yıl kalacaktır.
“Haç” kıracak, domuzu öldürecek ve cizyeyi kaldıracaktır…”
cümlesi hakkında “Haçı kırmakdan maksad; Hıristiyanlığı ibtâl
ederek İslâm şeriatı ile hüküm vermektir.” diyor.
Hz. Îsâ (a.s.)’ın yeryüzüne indirilmesinin hikmeti babında
Aynî şunları kaydetmektedir: “Bu hususta birkaç vecih vardır:
1. Yahudîlerin “onu öldürdük” iddialarına reddiye olmak üzere
indirilecek ve yahudiler onu değil, o yahudileri öldürecektir.
2. Hz. Îsâ (a.s.), eceli yaklaştığı için yere indirilecektir. Çünkü
topraktan yaratılan bir mahluk topraktan başka bir yerde
ölemez.
3. Hz. Îsâ (a.s.) Peygamberimiz (s.a.v.) ile ümmetinin sıfatlarını
gördüğü vakit bu ümmetten olmayı istemiş; Allâh da
duâsını kabul ederek onu sağ bırakmıştır. Âhir zamanda müslümanların
işlerini yeniden tanzim etmek için yere indirilecek
ve bu hâdise Deccal’in çıktığı zamana tesadüf ederek Deccal’i
tepeleyecektir.
(Ahmed Dâvudoğlu, Sahîh-i Müslim Terc., 2.c., 70.s.)