Televizyonunuz olmasa kanepenizi nereye koyardınız? Evde
bir TV’niz olmasa bu akşam ne yapardınız? Eşinizle, çocuklarınızla
neyin muhabbetini yapardınız TV olmasaydı? Sabah işe
gittiğinizde arkadaşlarınızla ne konuşurdunuz? Öğleyin yemekte
izlediğiniz dizileri anlatmak yerine, neyi sohbet konusu ederdiniz?
Akşam için ayarladığınız randevularınızı, maçlarınız ve dizileriniz
olmasa neye göre ayarlardınız?
Bu soruları uzatmak mümkün. Ama televizyona gömdüğümüz
zamanları kurtarmamız artık imkansız. İtiraf edelim “o” son
yıllarda evlerimizin tek başına iktidarı. Eşyalarımızın konumunu
belirliyor, dost muhabbetlerinin konusunu saptıyor, okuldan gelen
çocuklarımıza dadılık yapıyor, randevu defterimizi ayarlıyor
ve en önemlisi kültürümüzü baştan tanımlıyor. Ortalama 70 yıl
yaşayan bir Türk, hayatının ortalama 15 yılını ekran karşısında
geçirmektedir.
Günümüzde bilim adamları da sigara, alkol, uyuşturucu bağımlılığıyla
bir tutuyor televizyon bağımlılığını. Hatta daha tehlikeli
bir uyuşturucu olduğunu düşünenler de bulunmaktadır.
Öncelikle bu kültürden kurtulmalıyız. Ne seyrettiğimizi, niye
seyrettiğimizi bilmeliyiz. Nasıl programlara layığız, nasıl bir hayat
istiyoruz karar vermeliyiz.
Çocukların saatlerce televizyon karşısında kalması göz sağlığının
bozulmasına ve anti-sosyal davranışlar geliştirmesine sebep
oluyor. Çocuklarımızı bu kötü dadıdan kurtarmalıyız.
Televizyonun aslında en tehlikeli yanı eşler arasına bir kara
kedi gibi girmesidir. Eşler televizyona ayırdıkları zamanın onda
birini dahi birbirlerine ayırmamaya başlamışlardır. Aile hayatımızı
televizyona feda etmemeliyiz!
Çocuğumuzu televizyon izlemek yerine, kitap okumaya yönlendirmeliyiz.
TV ekranında bir metin okunsa bile, beyin çok
düşük etkinlik göstermekte yani televizyon sinir sistemini kapatırken,
kitapta bu yaşanmamaktadır. Çocuğunuzun odasına ve
kendi yatak odanıza asla televizyon konmamalı, televizyon, oturma
odasında ve merkezi olmayan bir yere konulmalıdır.
Zararlı gördüğümüz yayınlar RTÜK’e bildirilmelidir. (Alo
RTÜK Hattı: 178)
(Uzm. Pskiyatrist Neşe Özkarslı, www.moraldergisi.com/)