765–1031 yılları arasında Endülüs’te hâkimiyet kuran
Emevî Hânedânıdır. Ed-Dâhil (Muhâcir) lakabıyla bilinen
Abdurrahmân’dan îtibâren Üçüncü Hişam’la sona eren
bu devlet, 275 sene yaşadı. Üçüncü Abdurrahmân’a
kadar “Kurtuba Emirliği” diye adlandırılan devlete bu
hükümdâr zamânında “Endülüs Emevî Hilâfeti” nâmı verildi.
Hükümdâr, “Emîr-ül Mü’minîn” ünvânını aldı.
Emevîler, İslâm dînini, İspanya’dan Avrupa’ya soktu.
Fas, Kurtuba ve Gırnata Üniversiteleri’ni kurup, batıya
ilim ve fen ışıkları saldı. Hıristiyanlık âlemini uyandırıp bugünkü
müsbet ilerleme temelinin atılmasına sebep oldu.
Dünya üzerindeki ilk üniversite Fas’ın Fez şehrinde bulunan
Kayrevan Üniversitesi idi. Bu üniversite 859 (H.244)
yılında kurulmuştur. İlme ve âlimlere çok değer verilirdi.
Bunun için Endülüs’te ilim ve fen çok ilerledi. Saraylar
ve devlet dâireleri birer ilim kaynağı oldu. Her memleketten
ilim öğrenmek için Kurtuba’ya akın akın toplandılar.
Kurtuba’da büyük ve mükemmel bir tıp fakültesi kuruldu.
Avrupa’da ilk defa yapılan Tıp Fakültesi budur. Avrupa
kralları ve devlet adamları, tedâvi için Kurtuba’ya gelir,
gördükleri medeniyete, güzel ahlâka, misâfirperverliğe
hayrân kalırlardı. Kurtuba’da altı yüz bin kitap bulunan bir
kütüphane yapıldı. Ayrıca emsâli pek az bulunan ince sanatlı
saraylar, câmiler, bahçeler meydana getirildi.
Birçok ilimlerin bilhassa tıp ve astronominin temelleri
atıldı. Endülüs Emevîler’i devrinde yetişen âlimlerden
bâzıları şunlardır: Muhyiddîn-i İbn-i Arâbî, Kâdı Ebû
Bekr İbn-i Arabî, Nûreddîn Batrûcî, meşhur müfessir Ebî
Abdullâh bin Muhammed Kurtûbî (r.h.e.)’dir. Son zamanlarda
İslâm ahlâkını, İslâmiyet’in emirlerini bıraktıklarından,
hattâ Ehl-i sünnet îtikâdından ayrıldıkları için, Pirene
Dağlarını aşamadılar. Parçalandılar ve yıkıldılar.
(Yeni Rehber Ansiklopedisi, c.6 s.329-332