Beyhaki’nin naklettiğine göre ihtiyar bir kadın Ebû Bekir es-Sıddık (r.a.)’a mirastan pay almak için geldi. Ebû Bekir (r.a.) ona dedi ki: “Senin için Allâhü Teâlâ’n kitabında bir hüküm yoktur ve Resûlullâh (s.a.v.)’in sünnetinde de senin için bir hüküm bilmiyorum. Sen dön de bunu sahabelere bir sorayım.” Muğire b. Şube (r.a.) Ebû Bekir (r.a.)’a dedi ki: “Ben Resûlullâh (s.a.v.)’in sünnetinde yanında idim, nineye mirastan 1/6 kadar pay verdi.” Ebû Bekir (r.a.) dedi ki: “Bu esnada seninle beraber başka birisi var mıydı?” Muhammed b. Mesleme el-Ensari (r.a.) ayağa kalkarak, Muğire’nin dediklerinin aynısı söyledi. Bunun üzerine Ebû Bekir (r.a.) bildirilen payı, kendisine gelen ihtiyar kadına verdi.” Beyhaki, Said b. Müseyyeb (r.a.)’den nakletti ki: “Ömer (r.a.) diyetin, kişinin erkek tarafından olan akrabalara ait olduğunu ve kadına, kocasının diyetinden herhangi bir şeyi veremeyeceğini söylemekteydi. Ta ki Dahhak b. Süfyan (r.a.)’in, Resûlullâh (s.a.v.)’in, diyetten kadına düşen payın belirlenmesi meselesini kendisine yazdırdığını haber vermesine kadar bu böyleydi. Ömer (r.a.) bu hadisi işitince hemen Resûlulah (s.a.v.)’in sözüne döndü. Yine Beyhaki naklettiğine göre Ömer (r.a.) şöyle dedi: “Resûlullâh (s.a.v.)’in cenin (anne karnındaki çocuk) hakkında bildirdiği bir bilgiyi, Allâhü Teâlâ’nın kendisine hatırlattığı bir kişi var mı?” Hami b. Malik (r.a.) ayağa kalktı ve dedi ki: “Benim iki zevcem vardı. Onlardan biri diğerine sopa ile vurdu. Hamile olduğu için karnındaki cenin ölü olarak düştü. Resûlullâh (s.a.v.) bunun hakkında sağlam bir kişinin 1/20 kadar bir miktarda hüküm verdi.” Bunun üzerine Ömer (r.a.) dedi ki: “Şayet burada bizim için verilen hükmü işitmemiş olsaydık, nerdeyse kendi görüşümüze göre hüküm verecektik.” 

(İmâm Suyutî, Akidede Sünnetin Yeri, s.55-57)