Allâhü Teâlâ bizleri ve bizim için bu evreni yarattığı zaman kendisi için iki tane lütûf yaratmıştır. Birincisi râbbanî lütûftur. Zira o bütün mahlukâtın Râbbidir ve yaratıcısıdır. Bundan ötürü onların yaşamlarını idame ettirecek imkânları da hazırlamıştır. İkincisi ise ilâhî lütûftur. Bu lütûf yalnızca kendisine imân eden kulları içindir. İlâhi lütûf mü’mine yardım etmesi, onu hidayete erdirmesi ve ahirette de faydalandırmasıdır. Râbbani lütûf dünyada mü’min ve kâfir için eşittir. Bu konuda Allâh (c.c.) şöyle buyurmaktadır:* “De ki: “Allâh’ın kulları için yarattığı süsü, temiz ve iyi rızıkları kim haram kıldı?” De ki: “Onlar dünya hayatında müminlere yaraşır; kıyâmet gününde ise yalnız onlara mahsus olacaktır.” İşte anlayan bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz.*” Yani dünyada faydalandığımız meyveler, tatlı sular, tatlı yiyecekler, temiz ve güzel giyecekler bütün hepsi mü’min ve kâfir için yalnızca dünyada eşittir.
Ahirette ise bunların hepsi sadece mü’minler içindir. Kâfirin yiyeceği ise zakkumdur. *“Şüphesiz zakkum ağacı günahkârların yemeğidir, o karınlarda maden eriyiği gibi, suyun kaynaması gibi kaynar.” (Duhan s. 43-46) Ahirette kâfirin giyeceği ateşten elbisedir. *“Şimdi inkar edenler için ateşten bir elbise biçilmiştir.” (Hac s. 19)* İçecekleri ise bağırsakları parçalayan kaynamış sudur.* “Cehennemdekiler ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar. Sonra zakkum yemeğinin üzerine onlar için kaynar su karıştırılmış bir içecek vardır.” (Saffat s. 66-67) Öyleyse kâfirler dünyada istifade edebildikleri bütün nimetlerden ahirette mahrum olurlar.
(Muhammed Mütevelli Şaravî, Kuran’da Kıyâmet Sahneleri, s.13-14)