Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)’den Harmele bin Abdullâh (r.a.)’in anlattığına göre, o bir gün kendi kafilesinden ayrılıp Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in yanına geldi. Daha önce de kendisinin yanına gelip gittiği için Allâh’ın Elçisi (s.a.v.) onu tanıdı. Bundan sonrasını Harmele (r.a.) şöyle anlattı: “Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz kalkıp gidince kendi kendime: “Vallahi” dedim. “Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’den ilim öğrenmek için onun yanına geleceğim.” Öyle de yaptım. Yürüyerek Peygamber (s.a.v.)’in huzûruna geldim ve kendisine: “Yâ Resûlallâh! Bana ne yapmamı emredersin?” diye sordum. Şöyle buyurdu: “Ey Harmele! İyilik yap, kötülük yapmaktan sakın!” Sonra oradan ayrılıp kafilemin yanına döndüm. Daha sonra tekrar Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in yanına geldim; ona daha yakın bir yere oturdum. Yine kendisine: “Yâ Resûlallâh! Bana ne yapmamı emredersin?” diye sordum. Şöyle buyurdu: “Ey Harmele! İyilik yap, kötülük yapmaktan sakın! İnsanların yanından ayrılıp gittiğin zaman, onların senin hakkında ne söylemelerini duymaktan memnun olacaksan, onu yap! İnsanların yanından ayrılıp gittiğin zaman, onların senin hakkında ne söylemelerini istemezsen, onu da yapmaktan sakın!” Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in yanından ayrılıp kafilemin yanına dönünce düşündüm. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in bu tavsiyesi, her şeyi içine alan son derece kapsamlı bir sözdü.” Bu hadîs-i şerîf, onu bize nakleden Harmele (r.a.)’in dediği gibi, her şeyi içine alan çok hikmetli bir sözdür. Buna göre biz, insanların yanından ayrılıp gidince, onların bizim hakkımızda ne söylemelerini duymak istersek, onu yapmalıyız. İnsanların bizim arkamızdan, hakkımızda ne söylemelerini duymak istemezsek, onu yapmaktan da kaçınmalıyız. (İmâm Buhârî, Edebü’l-Müfred, c.1, s.251-252)