Ebû Nuaym (r.âleyh)’in naklettiğine göre, Ka’bü’l-Ahbâr (r.a.), yahûdî hahamını ağlar görür ve ona niçin ağladığını sorar. Haham: “Bazı şeyler hatırladım da ondan” der. Ka’b (r.a.); “Niçin ağladığını sana söylersem beni tasdik eder misin?” der. Haham: “Evet” deyince, Ka’b (r.a.) şöyle der: “Allâh aşkına doğru söyle, Mûsâ (a.s.) Tevrat’a baktığı zaman: “Ey Rabbim, ben Tevrat’ta iyiliği emreden, kötülükten nehyeden, önceki ve sonraki kitaplara inanan, dalâlet ehliyle savaşan ve en sonunda bir gözü kör deccâli öldürecek olan ve bütün ümmetlerin en hayırlısı bulunan bir ümmet görüyorum! Yâ Rabbi, bu ümmeti bana ümmet kıl” diye niyazda bulunmadı mı?” Haham da bunu “Evet” diyerek tasdik etmiştir.” Yine Ka’b (r.a.) dedi: “Allâh aşkına doğru söyle! Okuduğun Tevrat’ta, Mûsâ (a.s.)’ın Tevrat’a baktığı zaman; “Yâ Rabbi, ben Tevrat’ta öyle bir ümmet görüyorum ki, her hâlükârda Allâh’ı tekbîr eder, tahmîd eder; temiz topraktan teyemmüm ederler, yeryüzü onlar için mesciddir, suyu bulamadıkları zaman teyemmüm ederek abdest de alırlar, gusül de ederler; abdest azâları âhirette nûr gibi parlar! “Yâ Rabbi, onları bana ümmet kıl!” diye taleb ettiğini de okuyorsun, değil mi?” Haham da, “Evet” diyerek tasdik etti. (Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, s.28)
SORU: Üzerinde dirhem miktarından az necaset bulunan kişi, onu temizlemekle meşgul olduğunda cemaati kaçıracak olsa ne yapmalıdır?
CEVAP: Üzerinde dirhem miktarından az necaset bulunan bir kimse temizlemeyle uğraşması durumunda cemaati kaçırma korkusu taşıyorsa, temizlemeksizin o haliyle kılması müstehabdır. Çünkü o miktar necaseti temizlemek farz değil müstehabdır. Hâlbuki cemaate iştirak ettiğinde farzı edâ etmiş olacaktır. (Sualli-Cevaplı İslâm Fıkhı, c.1, s.24)