Hz. Peybamber (s.a.v.)’in yolda yürüyüşü hususunda Hz. Ali (r.a.), önüne eğilerek yürürdü demiştir.
Ebu Hureyre (r.a.) diyor ki: Hz. Peygamber (s.a.v.) yürürken zariflik için mübarek ayaklarının ucuna basarak değil, âdet olduğu üzere tümüne basarak yürürdü.
Tirmizî (r.h.), Ebu Hureyre (r.a.)’ın şöyle anlattığnı söylüyor: Ben Resûlullâh (s.a.v.) kadar süratli yürüyen bir kimse görmedim. Sanki yeryüzü ona duruluyordu. Biz yürümede kendimizi zorlar, zahmet çekerdik. O ise hiç zorlanmadan ve sakınmadan rahat yürürdü.
Hz. Peygamber (s.a.v.) yürüdüğü zaman o kadar hızlı gidiyordu ki, ardından gelenler koştukları halde ona yetişemiyorlardı.
Deniliyor ki, yürüdüğü zaman mübarek organlarını gevşetmez, kuvvetli tutardı. Yürüyüşünde letafet ve hoş görüntü vardı.
Veda Haccı’nda Sahabe:
—Yürümekten yorulduk,diye,Resûlullâh (s.a.v.)’e şikayette bulundular.
Efendimiz onlara:
—Yorulduğunuz zaman biraz koşun, yorgunluk ve gevşekliğiniz gider ve Allâh’ın inâyetiyle size taze kuvvet gelir, buyurdu.
(İmam-ı Kastalanî, İlahi Rahmet, s.318)
CENAZEYİ KİM YIKAMALIDIR?
Ölüyü kendisine en yakın olan kimsesi yıkar. Eğer ölüye en yakın bir kimse yoksa veya ölüyü yıkayacak vasıfta değilse onun yerine; 1. Takvâ 2. Vera (haramlardan ve günahlardan en çok kaçınan) 3. Ve emânet sahibi olan bir kimse ücret almaksızın: Allâh rızâsı için cenazeyi yıkar.
(Ömer Faruk Hilmi, Sâlihlerin Menkıbeleri, s.286)