Batılı seyyahların yazdıkları eserler, “Müslümanlar temiz olur!” sözünün en güzel ispatlarından biridir. “Osmanlılar, yıkanıp temizlenmeyi hiçbir zaman ihmâl etmez! Takâtten düşse bile çocukları, uşakları veya hanımı vasıtasıyla yıkanıp temizlenir. Öldüğü zaman cenazesi bile şeriat ahkâmına göre yıkanıp temizlenmeden tabutuna konulmaz. Oysa Avrupalılar, hastalandıklarında, takâtten düştüklerinde, temizlik kaygısını umumiyetle unutuverirler.” (Fransız A. Brayer) “Müslümanlar temizliğe çok bağlıdırlar ve hayatlarının büyük bölümünü yıkanarak geçirirler. Halka açık hamamın bulunmadığı tek bir köy bile yoktur. Hem vücutlarını tertemiz tutmak hem sıhhatlerini idâme etmek için Türkler hamama çok giderler.” (Fransız Jean de Thevenot) “İspanya’da ömrü boyunca iki kere yıkanmış hiçbir kadın ve erkek göremezsiniz. Türkler ise sık sık yıkanırlar. Türk hamamlarında bol su harcanır. Dünyada İstanbul kadar çeşmesi olan hiçbir şehir yoktur. Her sokakta muhakkâk bir çeşmeye rastlanır.” (İspanyol Pedro) “Türk evlerinde temizlik azamî derecededir. Döşeme tahtaları, halılar ve Mısır hasırlarıyla kaplıdır. Ayakkabıların merdiven önünde bırakılması âdettir. Bu yüzden odalarda, sofalarda çamurlara ve ayak izlerine pek nadir tesadüf edildiği halde, bütün evlerde döşeme tahtaları her hafta muntazaman silinir.” (İngiliz Thomas Thornton) “Türkler, Avrupa’da ekseriyetle tesadüf edildiği gibi, insanların yemek yedikleri yahut yıkanıp temizlendikten sonra tekrar yiyecekleri kaplarda köpeklerin yemesine müsaade etmezdiler.” (Fransız Josephus Grelot) “Türklerin mutfakları çok temizdir. Gerek sofra takımları gerekse yemekleri azamî nispette tertemizdir. Türkiye’de sofradan kalkılır kalkılmaz mutlaka ellerle ağızlar yıkanır.” (Fransız Jean Baptiste Tavernier) “Elleri, yüzleri ve ayakları dinlerinin bir gereği olarak daima temizdir. Sokak kirliliğinin oldukça az olduğu ve insanı rahatsız etmediği bir Avrupa ülkesi daha görmedim. Bir Türk’ün Fransa, İtalya ve Almanya’dakinin aksine sokağa tükürdüğüne hiç rastlamadım.” (İngiliz Charles Fellows)