İmam Hasan bin Ali (r.a.) şöyle derdi:BDedem (Peygamber) (s.a.v.) Efendimiz bana şöyle buyururdu:BEy oğulcağızım, kanaatkâr olmaya bak ki insanların en zengini olasın. Farzları eda edersen insanların en çok ibadet edeni
olursun. Ey oğulcağızım muhakkak cennette öyle bir ağaç var ki ona belâ ve sıkıntı ağacı denilir. (Dünyada) belâ ve musibetlere mâruz kalan ahali (mahşer yerine) getirilince onlar için ne mizan kurulur ne de amel defterlerinin sahifeleri açılır. (Ancak) üzerlerine bol bol ecir ve sevap dökülür. Sonra Allah’ın Resûlü, «Ancak sabredenlere ecirleri hesapsız olarak ödenecektir» mealindeki âyeti okudu. Abdullah ibni Abbas (r.a.) şöyle derdi: Allah Taâlâ kıyamet gününde kulların amellerini tartmak istediği zaman onları cisimler halinde çevirerek tartacaktır. Abdullah bin Ömer (r.a.) da, cisimler haline çevirilmiş olan amel sahifeleri tartılacaktır. Allah Taâlâ bu tartı ile terazinin iki kefesinden birini ağır getirir, derdi. Ehl-i sünnet ve’l-cemaat (mezhebinde olanlar) amellerin
tartılmasının muhakkak olduğunda ittifak etmişler ve buna iman etmeyi vacip kılmışlardır.
Hadîs-i şerîfte:
Terazinin iyi amelleri ve sevapları tartan kefesi nurdan, öbürü (yani kötülüklerin ve günahların konulduğu kefesi de) karanlıktan olur, buyurulmuştur. Hâkim-i Tirmizi’nin rivâyet ettiği hadîste Resûlullah (s.av.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: Muhakkak ki (kıyamet gününde) cennet arşın sağ tarafına, cehennem de arşın sol tarafına konulur ve mizan da getirilerek Allah huzuruna kurulur. (Terazinin) güzel amelleri tartan kefesi arş’ın sağ tarafına ve cennetin karşısında, günahları tartan kefesi de arşın sol tarafına ve cehennemin (mukabilinde) karşısında
olacaktır. İbni Abbas (r.a.), «İyi ve güzel amellerle kötü ve çirkin ameller ki kefesi ve bir dili bulunan terazide tartılacak» derdi.