Kitap yakma geleneği, Avrupalıların tarihlerinde karanlık bir perdedir. Kitap yakarak, hakikati perdeleyemezsiniz, yok edemezsiniz ki! Kitap yakmakla, sadece ne kadar bön ve berbat hakikât düşmanları zavallılar olduğunuzu ispat etmiş olursunuz! İsveç, Hollanda ve Danimarka’da Kur’ân’ı yakan kişi, meczup olabilir ama Tevrat’ın yakılmasına izin vermeyen İsveç’in, Kur’ân’ın yakılmasına neden izin verdiği sorusu, Kur’ân yakma eyleminin kişisel bir eylem olmadığını gösterir. Avrupa’nın derin İslâm düşmanlığını ve karanlık ruhunu deşifre eder. Müslümanlar, Avrupalıların kitaplarını yakmadılar. Avrupalılar kendi kitaplarını yakmaya kalkıştıklarında onlara karşı duran insanlar da müslümanlar oldular! Müslümanlar kurdu, korudu; Avrupalılar yaktı, yıktı! Avrupa’ya apaydınlık bir dünya sunan, hakikât ışığının parlayan yıldızı Endülüs’ü müslümanlar kurdu, Avrupalılar yıktı. Önce Haçlı saldırılarıyla zirveye ulaşan bir yıkıcılık bu. Haçlı saldırıları bitmiş olabilir ama Haçlı zihniyeti bitmedi. Bugün Avrupa’da müslümanlara karşı yapılan saldırılara ve ırkçı muameleye bakınca da bitecek gibi görünmüyor. Avrupa’ya Balkanlar’a yüzyıllarca adaleti, hukuku, sulhü ve barışı Osmanlılar armağan ettiler. Avrupalılar da yüzyıllarca Osmanlı’yı tarihten silmek için savaştılar ve içimizdeki İrlandalıların da marifetleriyle Osmanlı’yı tarihten silmeyi başardılar. Haçlı zihniyeti hâlâ canlı ve zaman zaman çok fenâ hortluyor! Haçlı zihniyeti, seküler boyutlar kazanarak da olsa sürüyor ve İslâm ile Avrupa ilişkilerini belirlemeye devam ediyor… Yine Avrupalılar yakmaya, yıkmaya; müslümanlar ise kurmaya, yaşatmaya, Avrupalıları yaşadıkları anlam krizinden ve manevî çöküşten kurtarmaya devam ediyorlar… O yüzden İslâm, insanlığın geleceğidir. (Yusuf Kaplan, www.yenisafak.com)