Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hutbe okuyarak şöyle buyurdu: “Allah’ın (c.c.) gönderdiği her peygamber ümmetini deccalin şerrinden sakındırmıştır. Ben Peygamberlerin sonuncusuyum. Siz de ümmetlerin sonuncusunuz. O kesinlikle sizin aranızdan çıkacaktır. Ey ümmetim! Deccal kısa saçlı, esmer ve sol gözü kör bir adamdır. Eğer ben hayattayken o çıkarsa ben her müslümanın vekili olarak onunla mücadele eder, onu sustururum. Eğer benden sonra sizin aranızdan çıkarsa her kişi kendi nefsinin koruyucusudur. Benden sonra her müslümanın yardımcısı Allah’tır. O, Irak ile Şam arasında bulunan bir yoldan çıkacaktır. Bulunduğu yerin halkını bozmakla yetinmeyip sağa-sola askerlerini gönderecektir. Ey Allah’ın kulları! Onun karşısında uyanık bulunun. Çünkü o “Ben peygamberim” diyecektir. Halbuki benden sonra peygamber yok. İkinci kez “Ben Rabbinizim” diyecektir. Halbuki siz ölünceye kadar rabbinizi göremeyeceksiniz. Bir de onun iki gözünün arasında ‘kafir’ kelimesi yazılıdır. O kelimeyi her mü’min okur. Sizden kim deccalla karşı karşıya gelirse onun yüzüne tükürüp Kehf suresinin başlangıcındaki âyetleri okusun. O, Ademoğullarından bir nefse musallat olur. Onu öldürür, sonra diriltir. Ondan sonra hiç kimseye artık herhangi bir fenalık yapamaz. Onun fitnesindendir ki, onun beraberinde cennet ve cehennem vardır. Onun ateşi cennet, cenneti de ateştir. Kim onun ateşine atılırsa, iki gözünü kapatsın, Allah’a yalvarsın, o ateş o kimse için serinlik ve selamet olur. O yağmur yağdırır. Fakat o bitki yeşertemez. O yeryüzünde kırk sabah kalacak, her şeye yetişecektir. Ancak dört mescide yaklaşamayacaktır: Mescid-i Haram, Medine Mescidi, Tûr-i Sina Mescidi ve Mescid-i Aksa. O sizin için gizli kalmayacaktır. Çünkü sizin rabbiniz kör değildir.” (Hakim, IV/536 Ebû Umame elBahili’den)
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahâbe, c.3, s.158-159)