Nâsın isti’mâli bir huccettir ki ânınla amel vâcip olur.
İnsanların şeriate muhalif olmayan amelleri (âdetleri) bir delildir. Onunla amel etmek gerekir. Buna tekâmül de denir.
Nâsın isti’mâli bir huccettir ki ânınla amel vâcip olur.
İnsanların şeriate muhalif olmayan amelleri (âdetleri) bir delildir. Onunla amel etmek gerekir. Buna tekâmül de denir.
Âdet muhakkemdir.
Bir şer’î hükmü isbat için örf ve âdet hakem kılınır.
Âdetler, hakkında nas olmayan cüz’i hususlarda hükme medâr olur.
İşlenmesi memnu’ olan şeyin istenmesi dahi memnu’ olur.
Misal, Zulmetmek, rüşvet vermek men edildiği gibi birisinden bunları yapmasını istemek de men edilmiştir, caiz değildir
Alınması memnu’ olan şeyin, vermesi dahi memnu’ olur.
Misal, faiz geliri elde etmek haram olduğu gibi borç alıp faiz ödemek de caiz değildir.
Iztırâr gayrın hakkını ibtal etmez.
Birseyi yapmak zorunda kalmak, başkasının hakkını ortadan kaldırmaz.
Misal, aç kalan kimse ölmemek için başkasının ekmeğini yiyebilir, ancak sonradan kıymetini vermesi gerekir.
Hâcet Umumi Olsun Hususi Olsun Zaruret Menzilesine Tenzil Olunur.
Bu kaideden anlaşılıyor ki, kolaylık, sadece zaruret hâllerine inhisar etmez. Zaruret olmasa da cemiyetin ihtiyaçları, bazı kolaylıklar getirir Bu halde kıyasa aykırı olarak bazı cevazlara gidilir
Selem, istisna, icâre, bey’ bi’l-vefâ (vefâen satış) gibi akidler hep
ihtiyaç sebebiyle kabul edilmiştir Halbuki ma’dumun, yani mevcud bulunmayan bir şeyin satımı caiz olmadığından, selem ve istisna da
caiz olmamak gerekirdi.
Zarar bi-kaderi’l imkan def olunur.
Zarar, imkan dahilinde giderilir.
Çalınan bir mal, tüketilmiş ise aynını ödemek imkansız hale geldiği için mislini veya değerini öder…
Def-i mefâsid celb-ı menâfî’den evlâdır.
Yani kötülüğün giderilmesi, menfaatin elde edilmesinden önceliklidir.
Yani günahtan kaçınmak, sevap işlemekten önce gelir.
Ehven-i şerreyn ihtiyar olunur.
Bir kimse iki şerden birini seçmek mecburiyetinde kalırsa, diğerine nisbetle daha hafif olan tercih edilir.
İki fesad teâruz ettikde, ehaffi irtikâb ile, a’zamın çaresine bakılır.
İki kötülükle karşı karşıya gelince daha hafif olan işlenir böylece daha büyük olan işlenmekten kurtulunur.
Ama iki kötülük eşitse dilediğini seçer.
Misal, annenin karnındaki çocuk doğmuyorsa ve ölecekse, annenin karnı yarılarak çocuk çıkarılır, sonra anne karnı dikilerek bu zarar ile atlatılmış olunur.