Ashâb-ı Kiram (r.a.e.)’in menkıbe ve fazîletleri sayılamayacak kadar çoktur. Ehl-i Sünnet’in âlimleri, sahabe (r.a.e.)’in en fazîletlilerinin cennetle müjdelenen on kişi olduğunu, bu on kişinin en üstünlerinin de sırasıyla: Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (r.a.e.) olduğuna dair icmâ etmişlerdir. Allâh hepsinden razı olsun. Bunda asla şüphe yoktur. Bu hususta şüpheye yalnız bid’at sahibi pis münâfık düşer. Irbaz b. Sâriye (r.a.)’in rivayet ettiği bir hadîs-i şerifte, Server-i Kâinat (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Benim sünnetime ve benden sonra da mazhar-ı hidayet olmuş Hulefa-yı Râşidîn’in sünnetlerine bütün gücünüzle sımsıkı yapışın. (Tirmizî) Hulefa-i Râşidîn: Hz. Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali (r.a.e.)’dir. (Allâh onlardan râzı olsun. Amîn). Allâhü Teâlâ, Hz. Ebû Bekir (r.a.)’in fazîleti hakkında ayetler indirmiştir. Ezcümle: “Sizden dinde fazîlet ve dünyada servet sahibi olanlar akrâbasına, yoksullara Allâh yolunda hizmet edenlere vermelerinde kusur etmesin, affetsin, aldırış etmesin” (Nur s. 22) ayetiyle yine: “…İkinin ikincisinden ibaretti. O zaman onlar mağaradaydılar…” (Tevbe s. 40) ayetlerinin Hz. Ebûbekir (r.a.) hakkında nâzil olduğu hususunda hiçbir ihtilâf yoktur. Hz. Ömer (r.a.) şöyle diyordu: “İkinin İkincisinden kim daha üstün olabilir ki, üçüncüleri Allâh (c.c.)’dur.” Cenâb-ı Hâkk şöyle buyurdu: “Sıdk-u hakîkatı getirene ve onu tasdik edenlere (mü’minlere) gelince işte onlar takvâya erenlerin ta kendileridir.” (Zümer s. 33) Cafer-i Sadık (r.a.) bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Sıdk-u hakîkati getiren Hz. Peygamber (s.a.v.)’dir. “Onu tasdik” eden de Ebû Bekir es-Sıddık (r.a.)’dir. Allâh (c.c.) Ashâb (r.a.e.)’in hepsinden razı olsun! Amin.
(İmâm Zehebî, Büyük Günâhlar, s.238)