Tâbiînden Taylese bin Meyyâs (r.a.) şöyle dedi: “Ben, bir zamanlar Hâricî Necedât fırkasına katılmış, büyük günâhlardan olduğunu sandığım bazı günâhlar işlemiştim. Bu durumu Ashâb-ı kiram (r.a.e.)’den Abdullah ibni Ömer (r.a.)’e anlattım. O da bana: “O günâhlar neydi?” diye sordu. Ben de onları: “Şunu yaptım, bunu yaptım…” diye sayıp döktüm. İbni Ömer (r.a.) bana şunları söyledi: “Bu saydıkların büyük günâhlardan değildir. Büyük günâhlar şu dokuz şeydir: 1. Allâh (c.c.)’dan başkasını ilâh kâbul etmek, 2. Haksız yere adam öldürmek, 3. Savaştan kaçmak, 4. İffetli bir kadına iftirâ etmek, 5. Fâiz almak, 6. Yetim malı yemek, 7. Mescid-i Harâm’da günâh işlemek, 8. Bir kimseyle alay etmek, 9. Ana babayı ağlatmak.” Abdullah İbni Ömer (r.a.) bunları söyledikten sonra bana: “Sen cehennemden korkuyor, cennete girmeyi istiyor musun?” diye sordu. Ben de: “Vallâhi, evet” dedim. Bana: “Annen ve baban hayatta mı?” diye sordu. “Yanımda yalnız annem var.” dedim. Bunun üzerine Abdullah İbni Ömer (r.a.) bana şunu söyledi: “Annene tatlı sözler söyleyerek onun gönlünü alır ve geçimini üstlenirsen, Allâh (c.c.)’a yemin ederim ki, büyük günâhlardan sakındığın takdirde, mutlaka cennete girersin.” Yine Tâbiîn âlimlerinden Urve bin Zübeyr (r.a.), “Onlardan biri veya her ikisi yaşlanıp eline bakarsa onlara “öf” bile deme, onları azarlama, kendilerine tatlı ve gönül alıcı sözler söyle! Onlara merhamet gösterip alçak gönüllü davran ve kendileri için şöyle duâ et: “Râbbim! Onlar beni küçükken nasıl şefkât ve sevgiyle büyüttülerse, sen de onlara öyle merhamet eyle!” (İsrâ s. 24) ayet-i kerîmesini şöyle açıkladı: “Anne ve babanın hoşlanıp istediği şeyleri, onlardan esirgeme!”

(İmâm Buhârî, Edebü’l-Müfred, c.1, s.26-27)