Allah Teâlâ buyurdu: «Bir de ahdi yerine getirin. Çünkü ahid(den cayanlar) sorumludur.» (İsrâ: 34)
Zeccac; Allah’ın (c.c.) emrettiği veya yasakladığı her husus ahidden sayılır demiştir.
Vahidî, İbn Abbas’ın (r.a.): «Ahidlerden maksad Kur’an-ı Kerim’de helâl ve haram kılınan, farz buyurulan ve cezası belirtilen her şeydir» dediğini bildirmiştir.
Dahhak da diyor ki: Ahidler, Allah Teâlâ’nın, yerine getirmelerini bu ümmetten istediği helâl, haram, namaz ve öteki farzlar gibi hususlardır.
«Ey imân edenler! Sağlam ahidleri yerine getiriniz.» (Maide S. 1)
Mukatil b. Hayyan da diyor ki: Ahidlerle murad olunan Kur’an-ı Kerim’de yapılması emredilen taatlar, sakındırılan yasaklar, müşriklerle aramızdaki taahhüdler ve insanların birbirlerine verdikleri sözlerdir.
Allah Resûlü (s.a.v.) buyurdu: «Dört şey her kimde bulunursa hâlis münafık olar. Her kimde bunların bir parçası bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir haslet kalmış olur. (Bunlar:) Söz söylerken yalan söylemek, kendisine bir şey emânet edildiği zaman hiyanet etmek, ahdettiğinde ahdini tutmamak, husumet zamanında da haktan ayrılmaktır.» (Buhari ve Müslim)
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: «Ahdini bozan her kişi için Kıyâmet Günü’nde (halk arasında) teşhir olunmak (üzere) bir alâmet dikilir ve bu falan oğlu falanın bozduğu ahdinin alâmetidir» denilir. Kudsi bir hadîste şöyle buyurulduğu bildirilmiştir: «Üç kişi vardır ki, Kıyâmet gününde onların hasımları benim. Benim adımı kullanarak söz verip de sonra ahdini bozan kişi. Hür adamı satıp parasını yiyen adam. İşçiyi tam çalıştırıp ücretini vermeyen şahıs.» (Buharî)
(İmam Zehebî, İslam Şeriatında Büyük Günahlar)