İlk müslümanlardan ve aşere-i mübeşşere’den olan
Ebû Ubeyde (r.a), kahramanlığıyla tanındığı kadar,
“Eminü’l-Ümme (ümmetin emini)” lâkabıyla meşhur olmuştur.
Resûlullah (s.a.v.) onun için: “Her ümmetin bir emini
vardır, bu ümmetin emini Ebû Ubeyde b. el-Cerrah’tır.”
buyurmuştur.
Uhud günü Resûlallah (s.a.v.)’in başına giydiği miğferin
iki halkası isabet eden ok sebebi ile yanaklarına girmiş ve
mübarek yüzünü kanatmıştı.Bu olayı Hz. Ebû Bekir (r.a.)
şöyle anlatmaktadır: “Uhud günü Resûlullah (s.a.v.)’e ok
isabet edip miğferin iki halkasının yanağına girdiğini görünce
Allâh Resûlü (s.a.v.)’e doğru koşmaya başladım.Bu
arada bir adamın uçarcasına Allâh Resûlü (s.a.v.)’e yöneldiğini
gördüm ve içimden bu adamın dost olması için dua
ettim. Resûlullah (s.a.v.)’in yanına geldiğimde bu kişinin
Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.) olduğunu gördüm. Bana “Ey
Ebâ Bekir (r.a.), Allâh (c.c.) hakkı için müsaade et halkaları
Resûlullah (s.a.v.)’ın yüzünden ben çıkarayım.” dedi.
Ebû Ubeyde (r.a.) kesici dişi ile halkayı çıkardı ve halkayla
birlikte dişi yere düştü. Sonra diğer halkayı da aynı şekilde
çıkardı, ikinci dişini de böyle kaybetti.”
Ebû Ubeyde(r.a.)’in vasiyeti şu şekildeydi:
“Size bir vasiyyetim var. Onu kabul ederseniz hayra
erersiniz: Namazınızı kılın, orucunuzu tutun, sadakanızı
verin, haccınızı ifâ edin, birbirinizi gözetin, emirlerinize itaat
edin ve onları aldatmayın. Dünya sizi aldatmasın. Bir
insan bin sene de yaşasa âkibet şu neticeye varır: Allâh
(c.c.) insanların alnına ölümü yazmıştır, onun için hepsi
ölürler. İnsanların en akıllısı Allâh’a (c.c) en çok itaat eden,
âhiret için çok çalışandır. Hepinize Allah (c.c)’ın selâm ve
rahmetini, lütûf ve bereketini niyâz ederim. Haydi Muâz!
Cemaate namaz kıldır.”
(Muhammed Halid, Ümmetin Yıldızları, 196-198.s.)