Kurbân Bayramı’nın arefe gününün sabah namâzından i‘tibâren bayramın dördüncü gününün ikindi namâzına kadar yirmi üç vakit farz namâzlardan sonra bir def‘a: “Allâhü ekber, Allâhü ekber, Lâilâhe illâ’llâhu va’llâhu ekber, Allâhü ekber ve li’llâhi’l hamd” diye tekbîr alınır ki, buna (teşrîk tekbîri) denir. Teşrîk tekbîrleri, âlimlerin birçoğuna göre vacîbdir.
MÜ’MİNİN BAYRAMI
Hz. Ebû Hûreyre (r.a.) ’den rivâyet edilmiştir: Resûlullah (s.a.v.) bir Cuma günü şöyle buyurdu; “Ey müslümanlar topluluğu! Allâhü Teâlâ, bu günü sizin için bayram yapmıştır. O halde bu gün gusledin ve misvâk kullanmaya özen gösterin.” (Taberâni)
Bayram günlerinde erken kalkmak, yıkanmak, misvâk kullanmak, güzel kokulu şeyler sürünmek, giyinmesi mübah elbiseleri herkesin haline göre en güzelini giymek,Hakk Teâlâ ’nın nimetlerine şükür için ferâh ve sevinç göstermek, rastgele din kardeşine karşı güler yüzlü bulunmak, mümkün mertebe fazla sadaka vermek güzel görülmüştür.
Bayram günlerinde iyi ve güzel elbise giymek mübâhtır. Fakat böyle elbiselerle daima bezenip durmak uygun değildir.
Bu bir gurur eseri olur ve çok kere muhtaç durumda olanların kinini çeker. Böbürlenmek ve büyüklenmek için elbise giymek ise mekruhtur. Bayram gecelerini ibâdetle ihyâ etmek ise müstehaptır.
(Ömer Nasûhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli, s.180-183)