Kitle iletişim araçlarından televizyon, bütün insanlığı etkileyen ve yönlendiren en güçlü yayın araçlarının başında gelmektedir. Televizyondan yetişkinlere oranla çocuklar daha çok etkilenmektedirler. Daha henüz eleştirel bir zeka geliştiremediğinden çocuk, televizyonlar karşısında en hassas kitledir. Dolayısıyla bu araçlar çocuğun davranışlarını, hayat biçimini daha çok etkiler.Televizyon, aile içi ve dışı toplumsal etkileşimi en alt düzeye indirgediğinden çocuğun sosyal ve ahlâkî gelişimine olumsuz etkisi vardır.Yapılan bir ankette “Babanızı mı daha çok seviyorsunuz, televizyonu mu?” sorusuna, ankete katılan çocuklardan %44’ü “televizyon” demiştir. Televizyonun çocuklar üzerindeki zararlı etkileri, yorgunluk, şiddet, saldırganlık, hayal gücünün gelişimine fırsat tanımaması ve zamanın boşa geçirilmesidir. Ayrıca reklamlar dini hassasiyete önem vermediği için çocuklara birçok zarar vermektedir. Bunlar ise çocukların manevî yapısını bozarak özentiye sebep olmakta, çocukları kanaatsizliğe sürüklemekte ve para, lüks, şöhret tutkusunu artırmaktadır. Yine film ve diziler yoluyla çocuklar, içki, sigara ve uyuşturucu vb. kötü alışkanlıklara ve şiddete özendirilmektedir. Aynı zamanda çok televizyon izleyen çocuklar ruhsal dengesizlik yaşamakta, erken ergenlikle karşı karşıya kalmaktadırlar. Göz bozulmalarına,dikkat dağınıklığına ve unutkanlığa yol açmakta, bağışıklık sistemine zarar vermektedir, ayrıca hormonal dengesizliklerin yanı sıra kansere bile yol açmaktadır. Bu sebeplerden dolayı televizyon izleme konusunda yetişkinlerin bilinçli hareket etmesi gerekmektedir.Televizyonun etkisi altında büyüyen çocuk, kendine, anne babasına, büyüklerine, çevresine ve Allah (c.c)’a karşı vazifelerinden habersiz büyümektedir.Televizyon çocuğun emanet edileceği bir araç değildir. Aksine çocuklarımızı ne kadar televizyondan uzak tutarsak onlar için o o derece faydalı olacaktır.
(Prof.Dr.Sâlih ZEKİ AYDIN, Çocuklar Kitle İletişim Araçlarının Zararlarından Korunmalıdır, Somuncu Baba Dergisi)