İnsanı meydana getiren en küçük unsurlardan yumurtanın
ve spermin oluşumları sırasında ve buluşmalarına
kadar geçen süre içinde yaşananlar birer mûcizedir. Bu iki
hücrenin birleşmesinden sonra meydana gelen değişimler,
kadının bedeninde yapılan son derece kapsamlı hazırlıklar
ise, bizi başka mûcizevi olaylarla karşılaştıracaktır. Bunlar
hiç şüphesiz yaratıcının kudret nişânelerindendir.
Sperm tarafından döllenen yumurta, günler, hatta saatler
geçtikçe bölünür ve çok büyük bir hızla büyür. Bebeğin
anne karnında gerçekleşen bu embriyolojik gelişiminin üç
farklı evrede gerçekleştiği bugün bilinmektedir. Ancak uzun
yıllar süren araştırmalar neticesinde, günümüz teknolojisi
ile ulaşabildiğimiz bu bilgi bundan 1400 yıl önce Kur’ân’da
haber verilmiştir. Bu bilimsel gerçek bir âyette şöyle bildirilmektedir:
“… Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde,
bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp)
yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allâh budur, mülk
O’nundur. O’ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl
çevriliyorsunuz?” (Zümer s. 6)
Dikkat edilirse, âyette, insanın anne karnında, birinden
diğerine farklılaşan üç ayrı evrede meydana geldiğine dikkat
çekilmektedir. Gerçekten de bugün modern biyoloji, bebeğin
anne karnındaki embriyolojik gelişiminin tam âyette
bildirildiği gibi üç farklı devrede gerçekleştiğini ortaya koymuştur.
Bugün tıp fakültelerinde ders kitabı olarak okutulan
bütün embriyoloji kitaplarında bu konu en temel bilgiler arasında
yer alır. Örneğin, embriyoloji hakkında temel başvuru
kitaplarından biri olan Basic Human Embryology isimli kaynakta
bu gerçek şöyle ifade edilmektedir:
“Rahimdeki hayat 3 evreden oluşur; pre-embriyonik (ilk
2.5 hafta), embriyonik (8. haftanın sonuna kadar) ve fetal
(8. haftadan doğuma kadar).”
(insaninyaratilisi.imanisiteler.com)