Mahşerde mîzândan sonra Sırat köprüsü gelir. Hadîs-i şerîflerde şöyle buyruluyor: “Kıyâmet gününde cehennemin üzerine Sırat köprüsü kurulur. Bu köprüde kaypak yerler, ayakların kayıp sâbit kalamayacağı kısımlar, kapanlar, demirden kelepçeler, dikene benzer kılçıklar vardır. İmanlı kişiler, amellerine göre, göz açıp kapamadan, ya şimşek gibi, ya hızla uçan bir kuş gibi, ya iyi koşan asil bir at hızıyla geçer giderler. Böylece bir Müslüman ya hiç zarar görmeden veya yara bere içinde geçip kurtulur. Yâhut feci şekilde cehennem ateşine düşer.”(Buhârî, Müslim) “Sırat köprüsünü geçmek herkesin nûruna bağlıdır. Kimi göz açıp yumuncaya kadar, kimi şimşek gibi, kimi yıldız kayması gibi, kimi koşan at gibi Sırat’ı geçerler. Nûru çok az olan da yüzüstü sürünür. Elleri ve ayakları kayar, tekrar yapışır. Nihâyet, sürüne sürüne kurtulur.” (Taberânî) “Sırat köprüsünden en kolay geçecek olanınız, ehl-i beytimi ve ashâbımı çok seveninizdir.” (Deylemî) “Sırat köprüsünü şimşek gibi ilk geçenler, beş vakit namazı cemaatle kılmaya devam edenlerdir.” (Taberânî) “Bana getirilen salavât, sırat köprüsü üzerinde size nur olur.” (Dârekutnî) “Kıyâmette Sırat köprüsü üzerinde mü’minlerin alâmetleri; “Rabbim, bize selâmet ver” demeleri olacaktır.” (Tirmizî) “Ümmetimden biri, Sırat köprüsünde sürünerek ve emekleyerek yol alırken, bana getirdiği salavâtlar onu elinden tutarak ayağa kaldırır. Böylece Sırat’ı geçer.” (Taberânî). Hadîs-i şerîflerde çokça bahsedilen Sırat köprüsü yedi duraktır. Kula yedi yerde, yedi şeyden sual edilecektir. Birinci durakta imandan, ikinci durakta namazdan, üçüncü durakta zekâttan, dördüncü durakta oruçtan, beşinci durakta hacdan, altıncı durakta kul hakkı, ana-baba hakkı ve akrabâyı gözetip gözetmediğinden, yedinci durakta gusledip etmediğinden sorulacaktır.
(Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler-3, s.182-183)