Allâh (c.c): “Peygamber size neyi getirip verdi ise
onu kabul edin, alın ve sizi yasakladığı şeyden de sakının.”
(Haşr s. 7) ve “Allâh’ın Resûlü’nde sizin için güzel
örnekler vardır.” (Ahzâb s. 21) meallerindeki âyetlerinde
buyurduğu gibi, mü’minlere sîrette, sûrette, ahlâkta, âdette
ve hayatın bütün dallarında, Resûlü (s.a.v.)’in sünnetine
uymalarını emretmiştir. Resûlullâh (s.a.v.)’in sünnetine uymak,
İslâmiyet’i daha doğru anlamanın, daha doğru yaşamanın
yegâne yoludur.
Abdullah b. Ömer (r.a.)’in bildirdiğine göre: Peygamberimiz
(s.a.v.) sakal ve bıyık hakkında şöyle buyurmuştur:
“Müşriklere muhâlefet ediniz. Bıyıkları kısaltınız!
Sakalları uzatınız.” Sakal erkeğin şeklini tamamlayan Fıtrattan
(sünnetlerden)dir. Görünüşte erkekler kadınlardan
sakal ile ayırd edilir.
Resûlullâh (s.a.v.)’den delil sabit olmuştur ki, sakalın
fazla uzatılması mahzurludur. Bazıları: “Sakalın kısaltılacak
miktarı: boyundan bir tutamdan fazlasıdır. Eninden ve
genişliğinden de, çirkin bir biçim alacak derecede yapılıp
dağılan kısmıdır.” demişlerdir.
Ebu Hüreyre (r.a.), sakalını tutar bir tutamdan fazlasını
keserdi. Abdullah b. Ömer (r.a.)’in de böyle yaptığı rivâyet
edilir. Sakal, -çirkin bir biçim almayacak, halkın adet ve
geleneklerine aykırı düşmeyecek derecede- boyundan ve
eninden kısaltılır.
Kadı ‘İyaz’a göre: Sakalın kazınması, yok edilmesi mekruhtur.
Sakalın büyüklüğü ve uzunluğu ile şöhretlenmek
mekruh olduğu gibi, kısalığı ile de şöhretlenmek de öylece
mekruhtur.
Bütün peygamberlerle birlikte Resûl-i Ekrem (s.a.v.)
Efendimiz de sakalını bırakmış ve sakal bırakmayı emretmiştir.
(Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ve ashâbının sakallarını
traş ettiklerine dair hiç bir kayıt bulunamamıştır.)
(Asım Köksal, İslâm Tarihi, 11.c., 257.s.)