Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz, her kim için duâ buyur¬muşlar ise anında müstecâb olmuştur. Bu husustaki haber¬ler mütevâtirdir. Huzeyfe (r.a.)’in rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte vârid olmuştur ki: “Resûlullâh (s.a.v.), bir kimseye duâ buyurduklarında o duâdan (yalnız o kimse değil) çocu¬ğu ve torunu bile fâidelenirdi.”
Bazı seferlerde Ashâb-ı Kirâm (r.a.) susuz kaldılar. Hz. Ömer (r.a.), Resûlullâh (s.a.v.)’e müracaat edip duâ istediler. Resûlullâh (s.a.v.) duâ buyurdular. Bir bulut ge¬lip Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)’i sulayıp gitti. İstiska hakkında duâ buyurdular, bolca yağmur yağdı. Yağmurun çok yağ¬ması üzerine, yağmurun kesilmesi için duâ istediler de Resûlullâh (s.a.v.), yağmurun ihtiyâcı olan yerlere sevki için duâ buyurdular.
Ebû Hureyre (r.a.)’in annesine duâ buyurdular ve anne¬si, Müslümân oldu.
Hz. Alî (k.v.)’e sıcak ve soğuğun te’sîr etmemesi için duâ buyurdular. Hz. Alî (k.v.)’e bundan sonra sıcak da soğuk da te’sîr etmedi. Bundan dolayı Hz. Alî (r.a.) yazın kışlık elbise, kışın da yazlık elbise giyerlerdi.
Kerîmeleri Hz. Fatıma (r.a.)’ya: “Allâh, seni hiç aç bı¬rakmasın.” diye duâ buyurdular. Hz. Fâtıma (r.a.) Validemiz derler ki: “Ondan sonra hiç aç kalmadım.”
Tufeyl bin Âmir (r.a.): “Yâ Resûlallâh (s.a.v.), bana duâ buyurunuz da kavmime karşı bir alâmetim olsun.” diye mü¬racaat edince Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz: “Allâh’ım, onu nûrlandır.” diye duâ buyurdular. Bundan sonra onun iki gö¬zünün arasında bir nur parlayıverdi. Tekrar duâ buyurdular: “Yâ Rabbi, iki gözü arasına müsle yapılmış denilmesin¬den korkuyorum.” diye buyurunca, iki gözünün arasındaki nur, değneğine yöneldi. O değnek karanlık gecelerde yolu¬nu aydınlatırdı. Tufeyl bin Âmir (r.a.)’e bundan sonra “Nûr sahibi” denildi.
(Kadı lyâz (r.h.), Şifâ-i Şerîf, s.327-329)