Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in mübârek anne ve babaları tertemiz insanlardı. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in babası Abdullah, tevhid dini üzere ve şirkten uzak idi. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in annesi Hz. Âmine annemiz, câhiliyet döneminde Allâh (c.c.)’a îmânı olup, tevhid üzereydi. Allâhü Te‘âlâ, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in anne ve babasını onun için diriltti ve onların ikisi de Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e îmân ettiler. Bu olayı İmâm Kurtubî Hazretleri “EtTezkiratü fî Ahvâli’I-Mevtâ ve umûri’l-Âhireti” isimli kitabında şöyle naklettiler:
Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle buyurdu:
“Efendimiz (s.a.v.) bizimle veda haccını edâ etti. Devenin arkasındaydı. Orada ağladı. Çok üzüntülü bir şekilde ağlamaya başladı. Resûlullah (s.a.v.) Hazretleri’nin bu ağlamasına ben de ağladım. Sonra Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri deveden indi. Devenin yularını elime verip:
“Ey Humeyrâ tut” dedi. Yani devenin yularını elime verip bana tut dedi. Devenin sağ tarafına yaslandı. Uzun süre öylece kaldı. Sonra bana döndü. Sevinçli ve tesebbüm eder bir haldeydi. Ben ona:
“Annem ve babam sana feda olsun Ey Allâh’ın Resûlü (s.a.v.). Yanımdan inerken üzüntülüydün, ağlıyordun hatta senin ağlamana dayanamadım ben bile ağlamıştım! Sonra sen yanıma sevinçli, tebessümlü bir şekilde döndün. Ne oldu ya Resûlullah (s.a.v.)!“dedim. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri:
“Ben annem Amine’nin kabrine gittim! Ben Rabbim Allâh (c.c.)’dan annemin diriltilmesini istedim, duâ ettim. Allâh (c.c.) annemi diriltti, annem dirildi ve bana dua etti.” buyurdular.”
Rivayet olundu ki; Allâhü Teâlâ, Efendimiz (s.a.v.)’in ebeveynini (anne-babasını), amcası Ebû Tâlib’i ve dedesi Abdülmuttalib’i diriltti ve onlar, Efendimiz (s.a.v.)’e iman ettiler.
(İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, c.1, s.797-798)