Hz. Aişe (r.anhâ)’nin bildirdiğine göre Peygamberimiz (s.a.v.) Bedir’e doğru yola çıkıp Harretü’l-Vebere’ye varınca, bir adam [Hubeyb b. Yesaf (Îsâf)] gelip yetişti ki, kendisi güçlülüğü ve cesaretiyle tanınırdı. Ashâb (r.a.e.), onu gördükleri zaman, sevindi.
Hubeyb, Peygamberimiz (s.a.v.)’e: “Sana tâbi olmak, senin yanında bulunup elde edilecek ganimetten yararlanmak için geldim!” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.) ona: “Sen Allah (c.c.)’a ve Resûlü’ne îmân ediyor musun?” diye sordu.
Hubeyb: “Hayır!” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.): “Öyleyse geri dön! Ben asla bir müşrikten yardım alamam!” buyurdu.
Hubeyb geri döndü.
Sonra, bir ağacın yanında, Peygamberimiz (s.a.v.)’e tekrar gelip yetişti ve ilk söylemiş olduğu sözü söyledi.
Peygamberimiz (s.a.v.) ona:
“Sen Allah’a ve Resûlü’ne îmân ediyor musun?” diye tekrar sordu.
Hubeyb: “Hayır!” dedi.
“Öyleyse geri dön! Ben bir müşrikin bana yardım etmesini istemem!” buyurdu.
Hubeyb geri döndü.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in Beyda’da bulunduğu sırada ona tekrar yetişti ve sözünü tekrarladı.
Peygamberimiz (s.a.v.) de ona yine: “Sen Allah (c.c.)’a ve Resûlü’ne îmân ediyor musun?” diye sordu.
Hubeyb: “Evet!” dedi.
Bunun üzerine, Peygamberimiz (s.a.v.): “Öyleyse, bizimle birlikte yürü, git!” buyurdu.
(Misvak Neşriyat, Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar)