Esbağ diyor ki: Peygamber (s.a.v.)’e söven, sövmesini gizlesin veya açığa vursun, her hali ile öldürülür. Kendisine tevbe etmesi teklif edilmez. Çünkü onun tevbesi(nin gerçek mahiyeti) bilinmez.
Abdullâh bin Abdülhakim de diyor ki: Müslüman veya kâfir olandan kim Peygamber (s.a.v.)’e söverse o kimse öldürülür. Tevbesi kabul olunmaz. Tâberî (r.h.) aynısını, Eşhep (bin Abdülaziz)’den, o da Malik (r.a.)’den rivayet etmiştir. İbn-i Vehb, İmam Malik (r.h.)’dan rivayet etmiştir ki, kim gerçekten Peygamber (s.a.v.)’in gömleği, bir rivayette ise gömleğinin düğmesi kirlidir der de, bundan Peygamber (s.a.v.)’i ayıplamayı, O (s.a.v.)’in noksanlığını kasd ederse, öldürülür.
Bazı bilginlerimiz diyorlar ki: Peygamberlerden bir Peygambere, helak olması veya azap görmesiyle beddua eden, veyahud Peygamber hakkında çirkin olan bir şeyle beddua ederse, o kimse kendisine tevbe etmesi teklif edilmeden öldürülür. Ebu’l-Hasan, Peygamber (s.a.v.)’e “deveci” “Ebû Talib’in yetimi” derse, o kimsenin öldürülmesine fetva verdi. Çünkü onun bu sözü ile Peygamber (s.a.v.)’e hakaret ettiği aşikârdır.
Ebû Muhammed bin Ebî Zeyd, bir adamın öldürülmesiyle fetva verdi ki, O adam Peygamberimizin (s.a.v.) sıfatlarını müzakere ederlerken bir topluluğu işitti. O anda onların yanından, çirkin yüzlü ve sakallı bir adam geçti. O (öldürülmesi için fetva verilen adam), Siz O’nun sıfatını öğrenmek mi istiyorsunuz? Onun sıfatı yaradılışı ve sakalı gibidir dedi. İbn-i Ebî Zeyd bu adamın tevbesi de kabul olunmaz dedi. Allâh ona la’net etsin, muhakkak yalan söyledi. Çünkü tam îman sahibi olan kimsenin kalbinden böyle söz çıkmaz.
Suhnun’un arkadaşı Ahmed bin Ebî Süleyman der ki: Kim Peygamber (s.a.v.) siyahtır derse, öldürülür. (Çünkü Peygamber (s.a.v.) siyah değildi.)
(Kadı ‘Iyaz (rh.a.), Şifâ-i Şerîf, 642.s.)