Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki:
“Şaban’ın 13. gününün orucu 3000 sene oruç gibidir. 14. günün orucu, 3000 sene oruç gibidir. 15. gün ise, 13.000 se­neye denktir.” (Suyûtî, el-Le’âlî, 2/106)
Resûlullâh(s.a.v.)’e: “Ramazan’dan sonra hangi oruç daha üs­tündür?” diye sorulduğunda:
“Ramazan’a hürmeten Şaban orucudur” buyurdu.
“Hangi sadaka daha üstündür?” diye sorulunca da:
“Ramazan’daki sadaka.” buyurdu. (Tirmizî)
Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki: “Her kim Şaban’ın başından, ortasından ve sonundan üç gün oruç tutarsa, AllâhüTeâla ona yetmiş Peygamber sevabı yazar. AllâhüTeâla’ya yetmiş sene ibâdet etmiş gibi olur. O sene ölürse, şehit olarak ölür.(Dürretül-Vâizin, s.235)
Mü’minlerin Şa’bân ayında gafil bulunmayıp, işlemiş oldukları günâhlara tevbe ve istiğfâr ederek, Ramazân ayını karşılamak için hazır olması ve Şa’bân ayında Allâhü Te’âlâ’ya yalvarması, bu ayın sahibi Peygamber (s.a.v.) Efendimiz vâsıtası ile Allâhü Te‘âlâ’ya kavuşmaya çalışması lâzımdır. Bu şekilde kalbinin fesâdlığını ıslâh etmesini ve gönül hastalıklarına çare bulmalıdır. Tevbeyi yarına bırakmamalıdır. Zîra günler üçtür; Biri dündür, geç­ti. Diğeri amel günü olan bu gündür. Diğeri de, yarınki gündür, o ise emelden ibarettir. Çünkü yarına çıkıp çıkamayacağını bilmi­yorsun. Geçen gün ibret, bugünkü gün ganîmet, yarın ise tehlikeli­dir. Bunun gibi aylar da üçtür. Biri Receb’dir ki, geçti. Geri dönmesi düşünülemez. Birisi Ramazân’dır, beklenmektedir. Ona kavuşup kavuşamayacağını bilemezsin.
(Gavs-ı A’zâm Abdülkâdir Geylânî (k.s.) Gunyetü’t-Tâlibîn, s.279-282)
Şa‘bân-ı şerîfte okunacak duâ:
“AllâhümmeBârikLenâ Fî Şa’bân Ve Belliğnâ Ramazân Vah­tim Lenâ Bi’l-Îmân Ve Yessir Lenâ Bi’l- Kur’ân.”
(Bu duânın, sayı sınırı olmamakla beraber, Şa’bân-ı şerîf bo­yunca günde 100 defa okunmasında fazîlet vardır.)
Şa‘ban-ı şerîf duâları:
İlk on (10) gün: “Yâ latîfü celle şânühü”
İkinci on (10) gün: “Yâ rezzâku celle şânühü”
Son on (10) gün: “Yâ azîzü celle şânühü”
(Misvâk Neşriyât, İbâdet Takvimi ve Duâlar, s.55)