Nebî (s.a.v.) buyurdu ki: “Receb ayı, Allâhü Teâlâ’nın seçtiği aylardandır. O Allâhü Teâlâ’nın ayıdır. Receb ayına ta’zîm eden kişi, gerçekten Allâhü Teâlâ’nın emrini büyük tutmuş olur. Allâhü Teâlâ’nın emrine değer vereni de, O, naîm cennetlerine girdirir ve kendisi hakkında en büyük rızâsını kesinleştirir.” (Şuâbül Îmân 5/346-347)
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Allâhü Teâlâ Receb’in her gecesinde: ‘Receb Benim ayımdır, kul Benim kulumdur, rahmet de Benim rahmetimdir, fazl-ı kerem Benim (kudret) elimdedir. Bu ayda Benden af isteyeni mağfiret ederim, bunda Benden bir şey isteyene de veririm’ buyurur.” (Nüzhet’ül Mecâlis 1/141)
Diğer bir Hadîs-i şerîf’te: “Receb’in ilk günü oruç tutanın orucu, bir yıllık oruca eşittir. Yedi gün oruç tutana, cehennemin yedi kapısı kapanır. Sekiz gün oruç tutana cennetin sekiz kapısı açılır. Dokuz gün oruç tutanın, Allâhü Teâlâ günâhını sevaba çevirir. On gün oruç tutana gökyüzü tarafından bir ses: «Senin geçmiş günahların mağfiret olundu» (der)” buyurulmuştur.
Şeyhü’l-İmâm Hibbetullah’ın bildirdiği Hadîs-i şerîfte ise şu müjde verilmektedir: “Bir kimse Receb’in ilk günü oruç tutsa, Aliahü Teâlâ onun bu orucunu, yetmiş yıllık günahına keffâret eder. Onbeş gün oruç tutsa, Allâhü Teâlâ kıyâmet gününde onun hesâbını kolay görür. Receb ayından otuz gün oruç tutana, Allâhü Teâlâ rızâ berâtı ve hücceti ihsân eder. Onu azâbdan korur”
Bir ihtiyâr, Resûlullâh (s.a.v.)’in Receb ayının fazîleti hakkındaki beyânlarından sonra: “Yâ Resûlallâh (s.a.v.)! Ben ihtiyârım, Receb ayının hepsini tutamam.” dediğinde: “Sen Receb’in evvel günü, ortası ve âhir günü oruçlu ol, cümlesini oruç tutmuş gibi olursun.” buyurmuşlardır.
Enes bin Mâlik (r.a.)’ın bildirdiği Hadîs-i şerîfte: “Cennette bir köşk vardır. Ona ancak Receb ayını oruç tutmakla geçirenler girer.” buyuruldu.
(Hz. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî (k.s.), Gunyet’üt-tâlibîn, 267-269.s.)
28 Cemaziyelahir 1438, Mevlâna Takvimi