Ümmü Kays bint Muhsan (r.anhâ)’dan yapılan rivâyete göre o, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte Bâkî’ mezarlığına gittiğinde, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bu mezarlıktan sorguya çekilmeksizin cennete girmeye hak kazanan yetmiş bin kişi haşrolunacaktır. Sanki onların yüzleri dolunay gibidir.” Bunun üzerine bir adam ayağa kalkıp, “Ey Allâh’ın Resûlü (s.a.v.)! Benim de (onlardan olmam için duâ etsen)” dediğinde, Peygamber (s.a.v.), “Sen de onlardan birisin” buyurdu. Bunu duyan bir başkası ayağa kalkıp, “Ey Allâh’ın Resûlü (s.a.v.)! Benim de (onlardan olmam için duâ etsen)” dediğinde, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu konuda  Ukkâşe seni geçti.” (Taberânî)
İbn Kâb el-Kurâzi (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim bizim şu kabristanımıza defnedilirse, biz ona şefaatçi oluruz veya onun için hüsn-i şahâdette bulunuruz.”(Vefâü’l-Vefâ)
Peygamber (s.a.v.) şöyle başka bir rivayette şöyle buyurmuştur: “Sizden kimin Medîne’de vefat etmeye gücü yeterse, bunu yapmaya çalışsın; zira kim Medîne’de vefat ederse, ben ona Kıyâmet günü şefaatçi olurum veya onun için hüsn-i şahâdette bulunurum.” (Taberânî)
Hadîs-i Şeriflerin, Bâkî‘ mezarlığına defnedilmenin, Medîne’de vefat eden her Müslümanı kapsadığına delâleti açıktır. Zîrâ Peygamber (s.a.v.), ümmetini Medîne’de vefat etmeye ve Bâkî‘ mezarlığına defnedilmeye teşvik etmiştir. Şâyet Bâkî‘ mezarlığına defnedilme sırf Medînelilere has bir husûs olsaydı, Peygamber (s.a.v.), bütün Müslümanları buna teşvik etmezdi. Bâkî‘ mezarlığının fazîletine delâlet eden rivâyetleri burada zikretmemin nedeni, bunları okuyan kimseleri Medîne’de vefat etmeye teşvik içindir. Medîne’nin sâhibi olan Hz. Peygamber (s.a.v.)’e, Âline ve Ashâbı (r.a.e.)’e saba rüzgârı ile batı rüzgârı estiği müddetçe salât ü selâm olsun. Yüce Allâh’ın affına ve rızâsına nâil olmak sûretiyle, rahat ve huzur içerisinde Medîne’de îmânla ölme şerefini cümlemize, lütuf, kerem ve ihsânıyla nâil eylesin.
(Eşref Ali Tehânevî, Hadislerle Hanefi Fıkhı, c.13, s.385-386)