Abdest lügatte; güzellik ve parlaklık, şer’î ıstılahta ise, belli organları yıkamak ve meshetmektir. Buna göre yıkanan ve meshedilen organlar abdest ile güzelleşmektedir. Allâh (c.c.) bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allâh size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.” (Maide s. 6)
Abdestle ilgili bu âyeti açıklayan hadis vârid olmuştur. Rivayete göre abdest alırken, suyu dirsek ve topuklarının üzerine akıtan Resûlullâh (s.a.v.), abdest alırken suyu topuklarına ulaştırmayan bir adamı gördüğünde; “Ateşte yanacak topukların vay haline!” buyurmuş ve adama topuklarını yıkamasını emretmiştir.
Namaz için temizlik çeşitli şekillerdedir. “Allâh (c.c.) temizliği yerlerine yerleştirmedikçe, kişinin namazını kabul buyurmaz.” hadîs-i şerîfi hükmî pisliklerden temizlenmeyi bildirirken “Bedenindeki kanı yıka ve namaz kıl.” hadîs-i şerîfi de, maddî pisliklerden temizlenmeyi ifade etmektedir.
Elbisenin temiz olma şartı “Elbiseni temiz tut.” (Müddessir s. 4) âyetinde; namaz kılınacak yerin temizliği şartı şu âyet-i kerîmede zikredilmektedir: “…Tavaf edenler, ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evini temiz tut.” (Hacc s. 26)
(Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta’lîlî’l-Muhtar, 1/15, s.92)