Allâh (c.c.)’un yüce kudretinin delillerinden ve biyofizikçilerin
çalıştığı kompleks sistemlerden birisi de karınca
kolonileridir. Yiyecek ile yuva arasındaki en kısa mesafeyi
bulmaları ve birer ekosistem mühendisi uzmanlığıyla toprağı
işlemeleri gibi konularda yapılan araştırmalar neticesinde
karıncaların alan hesabı yapabildiğine dair deliller
elde edilmiştir.
Araştırmalara göre bazı karınca türleri kayalardaki küçük
yarıklar içinde yaşarlar. Bu karıncalar, yuvaları çeşitli
sebeplerle hasar gördüğünde, yeni bir yuva aramaya başlar
ve potansiyel yuvaları değerlendirmek üzere keşif gezileri
düzenlerler. Bu gezilere her karınca katılır. Bu gezilerde
Feromon adlı bir sıvı kullanırlar.Feromon, karıncaların birbirleriyle
etkileşmede kullandıkları kimyevî bir hormondur
ve bir rehber vazifesi görür. Buna göre, yuvalardan birisine
birden fazla ziyaret yapıldığında (ki bu durumda o yuva
etrafında daha fazla feromon hormonu salgılanmış olur),
yol üzerinde salgılanan feromon hormonlarının tesiriyle,
karıncalar o yuva etrafında toplanmaya başlarlar. Bütün bu
neticeler göstermektedir ki, karıncaların hususi Feromon
iziyle takip ettiği algoritma, kolektif kararların alınmasında
ve koloninin hayatta kalabilmesi için mühim katkılar sağlamaktadır.
Fakat akıllara şu kritik soru gelmektedir: İnsanoğlunun
alan hesabı ile ilgili olarak 18. yüzyılda öğrendiği
bir metoda dair algoritmayı karıncalar nereden biliyordu?
Eğer basit ve düz düşünmemiz gerekirse, bu sorunun
cevabını karıncaların bizzat kendisinde aramak gerekir
ki, bu durumda bir karıncanın geniş bir ilim ve yüksek bir
matematik bilgisine sahip olduğunu kabul etmek gerekir.
Eğer karıncaların yüksek matematik tahsili almadan bu işleri
yaptıklarını söylüyorsak o zaman Allâh(c.c.)’ın müthiş
kudretinin nelere kadir olduğunu anlamamız zor olmaz…
(Eamonn B. Mallon, Nigel R. Franks, Proc. R. Soc. Lond. B, vol. 267)