Abdullah b. Amr der ki: “Ben, Resûlullâh (s.a.v.)’den duyduğum her şeyi ezberlemek ister ve yazardım. Kureyşîlerden olan Sahâbîler, beni bundan nehy ettiler (Sen, Resûlullâh (s.a.v.)’den duyduğun her şeyi yazıp duruyorsun ama, Resûlullâh (s.a.v.), beşerdir. Gazap halinde de, rızâ halinde de, söz söyler!) dediler. Bunun üzerine, ben, bir müddet yazmaktan vazgeçtim. Nihâyet, durumu Resûlullâh (s.a.v.)’e arz ettim. Resûlullâh (s.a.v.), ağzına parmağıyla işaret ederek “Yaz! Varlığım, kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, buradan, hak sözden başkası çıkmaz!” buyurdu.” Peygamberimiz (s.a.v.), dil şakası yaparken bile, doğruluktan, doğru sözlülükten ayrılmaz “Ben, şaka yaparım ama, gerçekten başkasını söylemem!” buyururdu. Bir koca karı, Peygamberimiz (s.a.v.)’e gelip “Yâ Resûlullâh! Beni, cennete koyması için Allâh’a duâet!” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) “Ey Ümmü filan! Yüce Allâh, koca karıyı cennete koymaz!” buyurdu. Namaz vakti girince, Peygamberimiz (s.a.v.) namaza çıktı. Peygamberimiz (s.a.v.), namazdan dönünceye kadar kadıncağız, ağladı durdu. Hz. Aişe (r.anhâ); “Yâ Resûlullâh! (Koca karı, cennete girmez!) dediğin için, bu kadıncağız, ağlayıp duruyor!” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.), güldü: “Haber veriniz ki: O, cennete koca karı olarak girmeyecek! Çünkü, yüce Allâh “Gerçekten, biz, onları, yep yeni bir yaratılışla yarattık ta, kız oğlan kızlar, kocalarına sevgiyle düşkün hep bir yaşıt yaptık. Amel defterleri sağ taraflarından verilecek Ashâb-ı yemin için” (Vâkıâ s. 35) buyuruyor.” Ve kendisinin gençleşip de, cennete öyle gireceğini söylemek istediğini anlattı.
( M. Asım Köksal, İslâm Tarihi Medine Devri, c.11, s.437)