Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.v.) isimleri pek çoktur. Bu isimlerden her biri, hiç şüphesiz O’nun büyüklüğüne ve şerefinin yüksekliğine delâlet etmektedir… Bazı alimler, gerek Kur’ân’da geçen gerek hadislerde bulunan, gerekse daha önce nazil olmuş semavî kitaplarda bulunan bu isimlerin sayısının bin olduğunu söylemektedirler. Buhâri ve Müslim’in Cübeyr bin Mut’im’den rivâyeti şöyledir: “Ben, Resûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurmakta olduğunu işitmişimdir: ‘Biliniz ki; benim bazı isimlerim vardır! Ben, Muhammed ve Ahmed’im! Ben, Allah’ın kendisi sebebiyle küfrü imha ettiği el-Mâhî’yim! Ben, insanların kendi kademi üzerinde haşrolunacakları el-Hâşir’im! Yine ben elAkib’im! O Akib ki, kendisinden sonra asla bir peygamber gelmeyecektir!…’” Yine Cübeyr’den Ahmed’in, Tayâlisî’nin rivâyetinde ise, yukarıda geçen beş isme ilaveten: “…Yine ben, el-Hâtem’im ki, peygamberlik benimle mühürlenmiştir” buyurulmuştur. Nebî (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Rabbim’in indinde benim on adım var: Muhammed, Ahmed, Fâtih, Hâtem, Ebû’lKâsım, Haşir, kıb, Mâhî, Yâsîn ve Tâhâ.” Mücâhid’in rivâyeti ise şöyledir: “Ben Muhammed ve Ahmed’im. Ben Melhame yani savaş peygamberiyim. Ben Mukaffa ve Hâşir’im. Ben, zirâat yapmak için değil, Allah yolunda savaşmak için gönderildim.” Müslim’in Ebû Musa el-Eşari (r.a.)’den rivâyeti de şöyledir, “Peygamber (s.a.v.), kendi zâtına ait bazı isimleri bize haber vermişti. O (s.a.v.) demişti ki: “Ben Muhammed’im, Ahmed’im! Ben Mukaffa ve Hâşir’im! Ben, tevbe peygamberi, savaş peygamberi ve rahmet peygamberiyim.” İbn-i Asâkîr îbn-i Abbas’tan şöyle rivâyet eder: “Benim Kur’ân’daki adım Muhammed, İncil’deki adım Ahmed, Tevrat’taki adım da Ahyed’dir. Bana Ahyed denilmiş, çünkü ben, ümmetimi cehennem ateşinden uzaklaştırıyorum.”
(İmâm Celaleddin es-Suyûti, Peygamberimizin Mucizeleri, c.1, s.139-140)