Fitne günü geldiğinde ne yapmamız gerektiği ile birçok hadis-i şerif vardır. Bunlardan birinde Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki: “Muhakkak ki önünüzde (yani yakın gelecek günlerinizde) karanlık gecelerin safhaları gibi birtakım korkunç fitneler vardır. O fitneler sırasında kişi mü’min olarak sabah eder, kâfir olarak akşama dahil olur. (Yahut) mü’min olarak akşama ulaşır da kâfir olarak sabahlar. Fitne zamanında oturan kimse ayakta durandan daha hayırlıdır. Ayakta duran da fitneye doğru koşandan daha hayırlıdır”.
Sahabeler: “Ya Resûlallah (s.a.v.), (o zamanda) bize ne yapmamızı emrediyorsun?” diye sordular. Resûl-i Ekrem (s.a.v.): “Sizler evlerinizin (döşemesi üzerine yayılmış) çulları olunuz (develerin sırtındaki semerlerinin altında devamlı çul bulundurulması lâzım olduğu gibi sizler de evlerinizin içine kapanmakta devam ediniz).” buyurdu. (Ebu Davud)
Başka bir hadis-i şerifte Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki önünüzde karanlık gece safhaları gibi birtakım korkunç fitneler vardır. Binaenaleyh, (o fitneler sırasında) yaylarınızı kırınız, kirişlerinizi kesiniz, kılıçlarınızı (n ağızlarını) taşa vur(up körelti)niz. Herhangi birinizin yanına isyancılardan biri girerse o, Adem oğlunun hayırlısı -Habil- olsun.” (Ebu Davud)
İmam Buhari’nin (r.a.) Zübeyr bin Adiy yoluyla rivayet ettiği hadîs-i şerifte Zübeyr bin Adiy şöyle demiştir:
Biz, Enes bin Malik’in (r.a.) yanına gelerek Haccac bin Yusuf es-Sakafi’den (görüp) karşılaştığımız zulmü kendisine şikâyet ettik. Bunun üzerine Enes bin Malik (r.a.):
“Sabrediniz, çünkü üzerinize hiçbir zaman gelmez ki Rabbınıza kavuşuncaya (yani ölünceye) kadar ardından geleni ondan daha şerlidir. Ben bu sözü Peygamberimiz (s.a.v.)’den işittim, diye cevap verdi.
(İmam Şaranî, Ölüm, Ahiret, Kıyamet, s.373-378)