“Allâh’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir,
ey ev halkı süphesiz O, övülmeye layık olandır,
Mecîd’dir.” (Hûd s. 73)
Mecîd, mecd sıfatına sahip olan demektir. Mecd de büyüklük,
genişlik, bolluk ve üstünlük ifade etmektedir. Allâh
(c.c.)’un zatı en yücedir. Bütün fiilleri güzeldir. Zatın yüceliği
ile fiillerinin güzelliği bir araya geldiğinde mecd ortaya çıkar.
Allâh (c.c)’a ne güç yeter, ne de akıllar kemâliyle O’nun büyüklüğünü
kavrayabilir. Yer O’nun, gök O’nundur. Ve bu ikisi
arasında olan her şey de yine Allâh (c.c.)’undur. Göklerde
ve yerde en yüksek şan da elbet O’nundur. O, şanına lâyık
şekilde kullarını esirgiyor, bağışlıyor, her lâhza büyüklüğünü
gösteriyor. O’nun mülkünde, O’nun nimetleriyle beslenip
de, sonra Allâh (c.c.)’a isyan edenler nasipsiz insanlardır.
Âlemde O’na kul olanlar, O’nun rıza yollarında ömür nefeslerinin
incilerini parlatanlar en bahtiyar kimselerdir. Onlara
Rableri katında yüksek dereceler, ardı arkası kesilmeyen
nimetler vardır ve âhirette vereceği nimetler ise aklın ve tasavvurun
üstündedir.
Allâh (c.c.)’nün günahları affetmesi, sürçmeleri bağışlaması,
kötülükleri örtmesi ve kullarına yumuşak davranması
bu isminin etkilerinden sadece bir kısmıdır. Allâh
(c.c.),hakkını alma ve cezalandırma gücüne sahip olduğu
halde, cezanın miktarını ve günahın büyüklüğünü bildiği halde
kullarını bağışlar. Allâh (c.c.)’un takdir ettiği ve gerçekleşmesini
sağladığı her fiilde sayısız hikmetler ve sırlar vardır.
Bu fiiller sayesinde kullar, Allâh (c.c.)’un isim ve sıfatlarını
tanıyabilmekte, Allâh’ı sevmekte, anmakta, şükretmekte, bu
isim ve sıfatlarla O’na ibâdet etmektedirler. Her ismin ilim,
marifet ve hal olarak kendisine has bir ibâdet türü vardır.
İnsanlar arasında ibâdetten en ileri olanlar, insanların bildikleri
bu isim ve sıfatların tamamıyla Allâh (c.c.)’a ibâdet
edenlerdir.
(Kurtubi – Beyhaki – Es-Sa’di, Esmâü’l-Hüsnâ, 357-361.s.)