Müheymin: Gözetici ve koruyucu olan, doğrulayıcı ve güvenilir anlamına gelir.
Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki: “O Allâh ki, O’ndan başka İlâh yoktur. O Meliktir; Kuddûstur; Selâmdır; Mü’mindir; Müheymindir; Azîzdir; Cebbârdır; Mütekebbirdir. Allâh, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir.”
Görüp gözeten, her şeye şâhid olan koruyan ve bekçilik eden de Allâh (c.c.)’dür. Müheymin, kıyâmet günü, kendisine ibâdet edenlerin ibâdetinden ve sevâbından bir şey eksiltmeyendir. Allâh sevâb vermekten âciz kalmadığı gibi onu zorlanarak veren değildir. Sevâb vermekle kendisinden ve mülkünden bir şey eksilmez ki, sevâbını kısıp sınırlasın. O, mülkünden faydalanan değil ki, başkası faydalandığında mülkünden bir şey eksilsin. Allâh (c.c.), âsîlerin de isyanlarından ve hak ettikleri cezâdan bir şey artırmaz. Allâh (c.c.), cehennem ehlinin azâbını “cezâ” (amellerin karşılığı) olarak adlandırmıştır. Bu yüzden günâh olmayan şeyin cezâsı (karşılığı) yoktur. Bu da Allâh (c.c.)’ün inkarcıların ve âsîlerin cezâlarını arttırmayacağını göstermektedir.
Müheymin, doğrulayıcı, tasdik edici ve güvenilir anlamındadır. Kur’an, kendisinden önceki kitapları doğrulayan bir kitaptır. Açıkça görüldüğü gibi Allâh (c.c.) içinde bir ateş topu barındıran dünyânın yüzeyinde mükemmel bir düzen yaratmıştır. Hiçbir yer için en ufak bir başı boşluk söz konusu olmamaktadır. O, gökleri ve yeri kontrol altında tutmakta, kâinattaki tüm canlıları bildikleri veyâ bilmedikleri büyük tehlikelere karşı her an korumaktadır. İnsanı ise daha cenin halindeyken savunması sağlam olan bir yere yerleştirerek korumaya almıştır.
“El-Müheymin” Her kim bunu yazıp üzerinde bulundurursa bütün malı ve rızkı Hakk Te‘âlânın hıfzında ve emânında olur. Yine demişlerdir ki, bir kimse gusül eyleyip bu ismi 100 kere okursa o kimsenin dışı parlak ve nurlu olur.
(Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Kalplerin Anahtarı)